bugün

Lise kitaplarından felsefe okuyup ya da felsefe bölümünde okuyup kendisine söylenen eksik ya da yanlış şeyleri, doğruluğunu tartışmadan kabul eden veya kulakları ile öğrenenlerin "doğru sanan" diye niteleyecekleri ama aslında marx'ın materyalist olup olmadığının çok tartışmalı ve belirsiz olduğunu bilmeden "ya abi diyalektik materyalizm diyor, materyalist felsefe diyor" diye belirterek karl beyin materyalist olduğunu sanan veya bunu bir aksiyom gibi hiç düşünmeden geçen marksisttir.

Dikkat etmek gerek: marx öyledir ya da değildir demiyorum. Zira bu oldukça belirsizdir. Bu belirsizlik ise marx'ın bir çelişkisidir. Bu noktada ona materyalist demek oldukça büyük bir belirsizliği atlamaktır. Bunu yalnızca ben söylemiyorum elbette, marx'ın kendisinden hemen sonraları bile tartışılmış bir konudur ki henüz açıklığa kavuşturulamamıştır. Açıklığa kavuşturulamamasının sebebi onu anlamayan felsefeciler değil, marx'ın kendisinden bu hususta çıkarılan ve çıkarılacakların muallel oluşudur.
marx, toplum uzerindeki bilimi materyalist temele oturtmanin ve bu temel uzerinden yeniden yukseltmenin zorunlulugu kanisina varmistir. aslinda marx felsefesinin en onemli yani toplumbilime olan katkisidir.. marx, bacon'un ''dogaya egemen olmak icin dogayi tanimaliyiz'' sozunu topluma uyarlamistir.. toplumun yapisini tanimak icin toplumsal olaylarin bilimsel yontemlerle incelenmesini ve topluma egemen olan yasalarin bulunmasini istemistir.. gunumuzde ozellikle turkiyede marksist dusunceyi benimseyenlerin, turk toplumunu tanimamasi konusu da ironiktir.

marx bilgi kuraminda oldugu gibi toplum felsefesinde de materyalist gorustedir..materyalizm, bilinci varliktan kalkarak acikladigina, bilincten kalkip varligi aciklamadigina gore, insanligin toplumsal yasami uzerinde dusununce de, toplumsal bilinci de toplumsal varliktan kalkarak aciklamasi gerekir ki oyle de yapmistir: ''insanlar, yasamlarinin toplumsal uretimlerinde belli, zorunlu, kendi istencinden bagimsiz baglantilar icine girerler.. bu uretim baglantilarinin butunu, toplumun ekonomik yapisini kurar, bu da uzerine hukuksal ve politik bir ust yapinin yukselecegi temeldir.. yani maddesel yasamin uretim bicimi; toplumsal, politik ve tinsel yasam surecini belirler. insan bilinci varligini degil, tam tersine toplumsal varligi bilincini belirler.

bilinc, idealist filozoflarin (yani hegel'in) dusundugu gibi gercek varligi yaratmaz, tam tersine bilinc insan beyninin bir urunudur.. bu bilinc yani bu benlik tam benlik(compos sui).. marx'a gore zaman zaman toplumun maddesel uretici gucleri, daha onceki uretim baglantilari ile catisma icine girer. iste bu dialektik, toplumsal devrimdir.. ekonomik temelin degismesi ise butun ust yapinin ya yavas yavas ya c-ke c-ke degismesi demektir.. iste bu dusunce beklenen marksist devrimi olusturacaktir.. uretim ve urutimin yaninda urunlerin degis tokusu butun toplum duzeninin temelidir.. tarih boyunca ortaya cikmis her toplumda siniflarin ayriligi, urunlerin uretiminin ve dagitiminin-degis tokusunun nasil yapildigiyla alakalidir.. bu yuzden de butun toplumsal degismelerin ve politik devrimlerin son nedeni insan kafasinda/dusuncesinde degil uretim ve degis-tokus biciminin degismelerinde arastirilmalidir.. gercekten de tarih bunun ornekleriyle doludur.. derebeylerine, kentsoylularina, burjuvaya baskaldirilar ekonomik nedenlerledir ve bu durum cag kapatip cag acmistir.. yani ekonomi insan eylemlerinin baslica iticisidir ve toplum tarihinin son belirleyicisidir.

marx, yukaridan tinsel dusunceden kalkmiyor da tam tersine asagidan insanin gereksinmelerinden yola cikiyor.. uretim baglantilarini, ekonomiyi tarihin gidisi icin belirleyici olarak ele aliyor.. uretim baglantilarinin, yalnizca insan yasaminin dış durumlarina bicim vermekle kalmayip, tinsel dusuncelerine de bunlarin degismelerine de etkisi oldugunu savunuyor.. insan gereksindigi seyi uretir diyor [bu konuda da feuerbachcidir] uretmekte uretim araclarinin bicimine ve aletlerine bagli olduguna gore aletlerin icat edilmesi belli toplum bicimlerinin, siniflarinin kurulmasina baglidir diyor. sinif derken de marx, ekonomik cikarlarla birbirine bagli ve ayni yola yoneltilmis insan öbeklerini anlatmaktadir. her sinifin, diger siniflarla karsitlik icinde bulunan belli cikarlari vardir. bunun sonucu da meshur siniflarin savasidir. iste simdi yine basa donmus oluyoruz, yani, ''simdiye kadar ki butun toplumlarin tarihi siniflarin savasmasi tarihidir'' sozune.. ozgurlerle koleler, soylularla halk, baski yapanla baski altinda olanlar hep bir catisma icindedir, bazen ortulu bicimde bazen acik acik savasirlar. bu savas ya toplumun devrimci bir sekilde degismesiyle son bulur ya da savasan siniflarin ortaklasa cokup gitmesiyle.

gunumuzde toplum burjuva ve proleterya olarak iki siniftan olusmaktadir ve bunlarin savasi kacinilmazdir.

Marx materyalisttir hem de sonuna kadar.

Not: Marksist değilim.