bugün

efendim malumu aliniz ecnebi filmlerde karate ile alakasi olmayan gencimiz nedense okulun agir abileri tarafindan önce bir marizlenmektedir. marizlendikten sonra osurmaya bile mecali kalmayan bir sensei paldur kültür calismaktadir. iste araba yıkamadan tutunda pirinc tarlasinda çapa yapmaya kadar binbirtürlü rigatliklarla cebelesen gencimiz iyi bir karateci olup sonrada önüne geleni tarumar etmektedir. kendi kendime soruyorum bazen acaba bu gencimiz kendine madalya takıldigi vakit hiç karateye baslamasina vesile olan agir abileri düsünüyor mu? eger onlar onu marizlemeselerdi simdi bir sampiyon değil de nebileyim mister brown'in yardimcisi olacaklari akıllarina gelirmiydi düsünürüm. ammvelakin bu gencimiz sükran duygularindan yoksun oldugu için tesekkur konusmasinda bu abilerinin isimleri geçmes. sonuc mu ne olur? bir kusak sonra abilerin cocuklari onun cocuklarina hayati zindan eder. ya ya di mi benjamin?
(bkz: eğitim şart)
'şimdi vur sen bana' cümlesiyle başlayan dayak yerken öğrenme stilidir.
vermeden almak allaha mahsusur.*