bugün

kutsal kitapların, dini ekollerinin, din adalarının açıklamalarında tanrıdan sürekli 'merhametli' 'adaletli' 'her şeye gücü yeten' gibi sıfatlarla bahsedilir. fakat tüm hepsi iyimser olarak açıklanmıştır. bir de tanrıya inanıp ona nefret besleyen, onu aciz bulan, onun gücünü azımsayan görüşler de bulunur. fakat dikkat edin: bu görüşler birer ateist argüman oluşturmazlar. ateistler tanrıya inanmayan kişilerdir, tanrıdan nefret eden kişiler değil. aşağıda açıklanan maddeler ise bir ateist tarafından savunulacak maddeler değil, karamsar bir inançlı tarafından savunulabilecek maddeleri oluşturur. kutsal kitapların farklı yorumuna ve evrendeki olayların tarafsız gözlemine dayanarak oluşturulabilecek tanrı modelleri ise şu şekildedir:

-tanrı umursamazdır
-tanrı ego sahibidir.
-tanrı acizdir
-tanrı kötüdür

bu bahsedilen sıfatları açmadan önce bir açıklama daha yapmam gerekiyor. bu sıfatlar bahsettiğim gibi bir ateist tarafından kullanılamaz. veya kullanılabilir mi? tanrının umursamaz olduğunu iddia ettiğiniz anda veya tanrının kötü bir şahsiyet olduğunu söylediğiniz zaman zaten tanrıyı kabul etmiş olursunuz ve bu da sizin ateist olmanızı imkansızlaştırır. kurulacak argüman ‘tanrı kötüdür dolayısıyla tanrı yoktur’ gibi bir argüman olursa ciddi bir tutarsızlık sergilemiş olursunuz. tanrının kötü olmasından yola çıkarak doğrudan (araya öncül koymadan) tanrının olmadığına çıkaramazsınız. zira zaten tanrıya kötü derken tanrının varlığını kabul etmiş olursunuz. ilk bakışta söylediğim bu savunma yukarıdaki sıfatlardan ateist bir argüman çıkarılamayacağını gösteriyormuş gibi dursa da tamamen öyle değildir.

eğer bu sıfatlardan yola çıkarak ateist bir argüman ortaya atacak olursanız bunu şu şekilde yapabilirsiniz:

1- kutsal kitaplardaki tanrının iyi olduğu söylenmektedir.
2- yine kutsal kitabın yorumundan ve evrendeki olaylardan tanrının o kadar da iyi olmadığı çıkmaktadır
3- dolayısıyla kutsal kitap tutarsızdır.

bir başka kurulabilecek argüman ise şu şekilde olabilir:

1- var olması mümkün olan, rasyonel olan tanrı kötü/umursamaz vs. bir tanrıdır.
2- dinler iyi/umursayan bir tanrı modeli üzerine kuruludur
3- dolayısıyla dinsiz olmak daha rasyoneldir.

illa ki tanrının kötü olduğunu çıkaracaksanız ya da umursamaz olduğunu ortaya atıyorsanız ve bir ateist argüman sunma yolunda ilerliyorsanız bu argüman ‘kutsal kitabın iç tutarsızlığını gösterme’ olmalıdır. bunu yaparken çelişkiye düşmeden kutsal kitabın yanlışlığına argüman sunmuş olabilirsiniz. aksi takdirde sırf evrendeki olaylara ve kötülüğe, umursamazlığa bakarak tanrının aciz olduğuna, kötü olduğuna varmanız tanrının olmadığını göstermez, yalnızca klasik teizmin tanrısının olmadığını gösterir.

eklemek istediğim bir şey daha var. benim birazdan sunacağım tanrı profili kendi kabul ettiğim bir tanrı profili değildir zira tanrıya inanmıyorum. fakat bu görüşlerin temeli ‘tanrı varsa bile sizin tanrınız değil’ dedirtebilecek argümanlar sunduğundan tarafımca yararlı bir görüştür.bu tanrı modeli, bir eleştiri sayılabilir ama aslında farklı bir görüşü temsil etmektedir. yapacağım eleştiri 'evreni yaratan tanrının yokluğu' üzerine değil 'dini kitaplardaki tanrının yokluğu' üzerine bir eleştiri olacaktır. bu tanrı modelinin daha rasyonel olduğu düşünüldüğü anda dinsizliğin de akılcı çözüm olduğunu kabul etmek gerekir.

şimdi bahsedilen sıfatları karamsar bir yorumla inceleyen görüşe bakalım.

tanrı umursamazdır

hepimiz zor zamanlarda sığınacak bir liman aradık. başımıza kötü bir olay geldiğinde en az bir kere dua etmişliğimiz vardır. elimizden bir şey gelmediğinde yaptığımız iş, bize yardım edecek bir güç aramak olmuştur. fakat fark edilecektir ki doğaüstü müdahalede bulunan bir tanrı var değildir. duaların kabul olması yalnızca tesadüfe bağlı gibi durmaktadır. bir çiçeğe dua etmekle tanrıya dua etmek arasında fark olmadığını herkes gözlemlemiştir. tanrı varsa bir çiçek gibi umursamazdır. siz boğulduğunuz da, dışarıdan biri sizi kurtarmadıkça tanrı da olaya müdahale etmeyecektir. eviniz yanıyorsa, tanrının size olan yardımı itfaiye yangını söndürünceye kadar gözükmeyecektir. bir kız çocuğu tecavüze uğrarsa, tanrı bu olaya müdahale etmez. ne kadar dua ederseniz edin uzuvlarınızı tanrı size geri vermez. yüzyıllardan beri hastalıklar vardır, insanlar hastalıklardan etkilenmektedir, bu hastalıklar için dua etmektedir ama bilim bu hastalığın çaresini bulmadığı sürece hastalığınız iyileşmez. her gün yüz binlerce insan acı çekerek ölmektedir, tüm insanlar toplanıp tanrıya dua ederse yarın yine yüz binlerce insan acı çekerek ölecektir. doğa üstü bir müdahalenin olmadığı yeterince açık değil midir?

tanrı vardır veya yoktur. tanrı varsa bu gerçekleşen olayları görüyordur ya da görmüyordur. fakat tanrı varsa ve görüyorsa bile dünyada gerçekleşen en kötü olayları bile umursamadığı açıktır. kutsal kitapta bahsedildiği gibi duaları kabul eden, olaylara müdahale eden bir tanrı tasavvuruna sahip değiliz. tanrı evreni yaratmış ve öylece bırakmıştır. belki yukarıda işleri vardır, belki bizi ilgiye değer bulmuyordur ama bizi umursamayan bir tanrı ile karşı karşıyayız.

tanrı acizdir

tüm bu evrendeki kötülüklere tanrının müdahale etmemesinin sebebi belki de onun umursamaz olması değildir. belki bizi umursuyordur ama bizi kurtarmaya gücü yetmiyordur. belki de tanrı acizdir. yeryüzünü yoktan yaratan tanrı onu düzenlemeye yeterince gücü yetmez. tanrı her şeyi olur ile kontrol edemez. bazı olaylarda tanrının müdahalesi vardır ve tanrı bizi umursuyordur. fakat öyle yüksek gücü olmadığından her türlü kötülüğe müdahale edemez.

tanrı kötüdür

bir diğer alternatif ise tanrının müdahale etmek istemeyişidir. tanrı doğal olayları yaratır ve insanlara acı çektirir. belki de küçük kızların tecavüze uğramasından tanrı zevk alıyordur. belki tanrı bu şekilde mutlu oluyordur. dünya’ yı yaratmasının sebebi de kötülüğün varlığını sağlayıp, bu durumdan zevk almaktır. tanrının gönderdiği kitaplara bakarsak insanların ellerini kesmemiz gerektiğinden, kırbaç vurmamız gerektiğinden, gerektiğinde kadınlarımızı dövmemiz gerektiğinden bahseder. şu ana kadar insanlar bunu ‘dünyadaki düzeni sağlamaya yönelik kurallar’ olarak görmüştür. fakat belki de bunu yapmamızı istiyordur çünkü birilerinin acı çekmesinden zevk alıyordur.

yine kutsal kitapta bahsedilen tanrı insanlara toplu katliam yapmaktan zevk alan bir tanrıya benzemektedir. nuh tufanında toplu bir kıyımla hayvanlara, bitkilere tüm canlılara eziyet etmiştir, tüm hepsini öldürmekten çekinmemiştir. benzer şekilde lut kavmini ad kavmini de diğer canlılarla beraber yok etmekten zevk almış gibidir ve bu yaptıklarıyla gururlanır da…

kutsal kitaplardaki cehennem tasvirleri öylesine iğrenç, öylesine korkunç öylesine tiksindiricidir ki… en sadist insanların bile yapamayacağı türden işkenceler vardır. sırf acı çeksinler diye insanların derisi yandıkça yenisiyle değiştiren, insanların üzerinden kaynar sular döken, bağırsakları parça parça eden, elem dolu bir gelecek merhametli bir tanrının yapabileceği en iyi son gibi durmuyor. sanki tanrı insanlara acı vermekten zevk alıyor gibidir. kutsal kitaptan sadist bir tanrı tasavvuru çıkmaktadır.

(tanrı ya kötüdür ya acizdir ya da umursamazdır görüşü, ileride de görülecek kötülük probleminin uygun çözümleridir.)

tanrı ego sahibidir

kutsal kitaplardaki tanrı her an ibadet ister. kendisine tapılmasını, onun adının haykırılmasını, ona itaat edilmesini ister. tanrı adeta bir güç gösterisi yapmaktadır. hıristiyan teolojisinde haftanın bir günü, islam teolojisinde günün 5 vakti ibadet ister. yeryüzünde süregelmiş olan her dinde ibadete rastlamaktayız. tanrının ibadeti istemesi bir yana bunu yapmayanları tehdit dahi etmektedir.

tanrı ibadetimiz muhtaçmış gibi davranıyordur. ‘tanrı ibadete muhtaç değildir, aksine biz ibadete muhtacız’ denilebilir. fakat ibadete muhtaç olmayan tanrı neden ibadet etmeyenleri sonsuz cehenneme atacaktır? biz hangi yönden ibadete muhtacız? ‘cehenneme gitmemek için ibadete ihtiyacımız var’ gibi bir cevap verilirse sorun ortadan kalkmaz aksine sorunumuz giderek pekişir: cehenneme gitmemek için, cehennemden kurtulmak için neden ibadet gereklidir, ahlaki bakımdan iyi olmak neden yeterli değildir? çünkü tanrı ego sahibidir.

diğer bir husus ise, en mükemmel varlık ibadete layık bir varlıktır fakat ibadet isteyen bir varlık ibadete layık bir varlık değildir. tanrı adeta kendini küçük düşürmektedir. ibadet istemeyen bir varlık ahlaki açıdan daha olgun olduğundan bir varlık ibadeti hak ediyorsa ibadeti istemiyor olmalıdır. yani iki ihtimal var:

1- tanrı ahlaki açıdan olgundur
2- tanrı ahlaki açıdan olgun değildir.
1.1- tanrı ahlaki açıdan olgunsa, kendisine tapınacak varlıklar istemeyecek kadar da olgun olmalıdır. egoya sahip olmamalıdır. kendisine tapınılmasını istemeyen bir varlığa ibadet etmenin anlamı yoktur.
2.1- tanrı ahlaki açıdan olgun değilse ve egoist, kendini beğenmiş bir tavırla ibadet istiyorsa ahlaki açıdan olgun olmadığından ibadeti hak etmez.
sonuç: tanrı ibadeti istiyorsa ibadeti hak etmez, tanrı ibadeti istemiyorsa ibadeti hak eder ama bu şekilde de ona ibadet etmenin anlamı yoktur.

nietzsche’nin de dediği gibi: ‘her dakika övülmek isteyen tanrıya inanmam.’