bugün

bir dönemlerin islâmi bankası "ihlas bank" tarafından türkiye'de başarıyla pazarlanmış, hacı-hoca abilere faizi, küpüyle yedirmiş olan yatırım şeklidir.

hatırlarım o dönemde yakın ve uzak çevremizdeki "sofu" kişilikler, ihlas bank çatısı altında paralarını kâr-zarar ortaklığı şeklindeki vadeli hesaplarına yatırıp, her önüne gelene de teklif ediyorlardı "faiz değil" diyerek. ve hatta ismi lâzım değil, bir tanesi validenin de kenara arttırdığı üç-beş kuruşu için bu teklifi sunmuş, valide sultanın da aklına "faiz olmadığı" için yatmıştı bu fikir. ve lâkin rahmetli babam ve çocuk akıllı şahsımın aklına yatmıyordu. ya bir sebepten banka zarar ederse?

gel zaman-git zaman(ki çok gelip gitme fırsatı da olmamıştı götü patlasa 2 yıl kadar) ihlas bank yönetimsel bir dangalaklık sonucunda iflas bayrağını çekiyor "kâr zarar ortağı" olan dinibütün yatırımcıların da paraları mizanda "zarar" tarafına yazılıyordu. gene o dönem iki yüz milyarını, bu hesaba yatıran über müslüman bir uzaktan akrabamıza yenibosna tarafından bir ev(o dönem ederi elli milyarsa ben de neyim) ve üzerine de elli milyar kadar bir para vermişlerdi. adam nasıl kahır, nasıl beddua ediyor... hayır, "kâr-zarar ortaklığı, faiz değil" diye fetva verirken iyiydi de zarara ortak olunca mı kötü oldu?

neyse işte "faiz değil" ama genel bankaların işleyişindeki "paranızı işletip de kârdan pay verme" durumu burada da vardır. genelde bankalar buna "faiz" derler ama islâmi bir banka iseniz, böyle bir isim bulmanız gerekmektedir. ne derler bilirsiniz; açılmayan şemsiyenin, yeri rahat değildir.
gözü açık dolandırıcıların uydurduğu über proje.

o değil de lan iyi hortumladınız yemin ediyorum.

faiz değil ha? mallar. faiz olsa daha iyi be,öyle mal gibi kalırsınız işte.
(bkz: yimpaş)
(bkz: kombassan)
(bkz: yeşil sermaye)