bugün
- artificialintelligence10
- 26 nisan 2024 adana demirspor galatasaray maçı51
- kültürlü entelektüel alçak gönüllü güzel kadın14
- sitede birine sövseniz entry 3 gün kalıyor8
- ak partiliyi çok fena döven chp belediye başkanı20
- millet açsa neden kafeler tıklım tıklım20
- anın görüntüsü22
- kekeme olan biri doktor olurmu11
- futbolcu ismiyle nick almak8
- uzağı göremeyen insan19
- evlilik13
- bir şarkı sözü der ki11
- arkadaşlar cumaya neden gelmediniz15
- sırtınızı bir sözlük kızına dayar mısınız10
- nickini google da aratınca çıkan ilk görsel17
- seni seviyoruz insan olmaya çeyrek kala8
- ali erbaş12
- bik bik moderatör olsun19
- diyanet işleri başkanına audi 6 tahsis edilmesi13
- bik bik moderatör olunca bana kız ayarlar mı10
- kent lokantası niye bedava değil demek24
- antalya'ya abartılmış şehir diyen göt11
- avrupanın yarrağı yemesi yakındır21
- istanbul suriyenin başkentidir12
- türkiyede çok abartılan arabalar18
- nervio'nun ellerinde cenneti koklamak9
- cumaya gidenlerin çok azalması13
- pahalılıktan dolayı suriyeye dönen kadın8
- almanya8
- boşuna yaşıyorum hissi8
- icardi1905 silik olsun kampanyası27
- azerileri çok seviyorum ne yapmalıyım13
- genç kızlıktan teyzeliğe geçiş13
- yakışıklı erkeği çirkin gösterecek şeyler8
- sözlük kızlarının don renkleri19
- kanınıza rengini verir misiniz15
- aristoteles'in orta yolu10
- sözlük erkeklerinin bugünkü kombinleri15
- patiswiss14
- integralin müfredettan kaldırılması12
- bir sözlük kızı ile yakınlaşmak16
- manyak olmaya karar verdim silik olsun kampanyası14
- 22 şubat 2024 sparta prag galatasaray maçı14
- birini donuzlayarak ceza vermek9
- kalbin sadece bir kişiyi seveceği saçmalığı8
- arkadaşlar biri var18
- karınıza range rover alır mısınız8
- modern kadinin ucuz ve kolay ulasilabilir olmasi14
- nervio'ya aşık olmak10
- balayını italyada yapmak isteyen nişanlı14
***
atarsın bedenini dışarı. ilk adımdaki ilk nefeste boğazından aşağıya doğru keskin ve ferah bir hava dolar akciğerlerine. kafanı yavaşça kaldırırsın gökyüzüne. gecenin siyahlığına turuncu bir buhar çekilmiş gibidir. ve gülümsersin dışından, içinden "kar yağacak işte." dersin.
usul usul ilk kar tanesi düşene kadar yürürsün sokaklarda. kar yağdığında elini tutacak birini bulana kadar yürürsün belki. sokaklar, kaldırımlar, çatılar beyaza büründüğünde o pürüzsüz örtüde yan yana yürüyecek ellerini sımsıkı tutucak birini ararsın karlar altında, bulamazsın..
***
gözlerimi açıyorum karanlıklara. zifiri bir karanlık var her yanda. sessizlik, karanlığın yoldaşı. yalnızlıkla gecenin dostluğundan öte bir dostluk bu. benim böyle bir dostum olsaydı böyle yarım kalmazdım gecelerde. onu düşünmekten kendimi alıkoyduğum zamanlarda yine onu düşündüğümü yeni fark etmiştim.
tek kelime ile seviyordum. tek cümle ile onu çok seviyordum. onun beni sevmediğini bile bile sevmek aslında olmayacak duaya amin demek gibiydi. olmayacak duadaki ufacık umut parçası bile yoktu ufuklarda.
ve artık sadece her gece baş başaydım kendimle. kimseler yoktu. kalbime keskin bir kılıç gibi saplanan bu sessizliği kim bozabilirdi ki? gözlerim acıyordu, göz kapaklarım paslanmıştı sanki. sanki göz kapaklarımın üstüne kurşunlar dökülmüştü, çok acı çekiyordum..
hava soğumuştu, pencere açık kalmış olmalıydı. üşümek bedenime iyi geliyordu, birşeyler düşünmemi engellediği için galiba. birşeylerden kastım o'ydu. titrerken soğuktan yine onu düşünüyordum ama daha az düşünüyordum sanki.
biraz da müzik dinlesem diğer gecelerden hiçbir farkı kalmayacaktı bu gecenin. çalma listesindeki angelica ya uzun uzun baktım. bıraktım telefonu yere. müzik dinlemeyecektim artık. her gece bir bomba gibi bekliyordum. pim imi çeken genelde bu müzik oluyordu. ama kalbimdeki bombanın pim ini o çekmişti. çektiği kısa mesajla.
" ben seni hiç sevmedim."
insanda kendini yenileyen organlar var. karaciğer, deri, dil bunlardan birkaçı. kalpte ise durum biraz farklı. ya da benim kalbim çok farklı. kalbim mahşer yerine dönmüştü o mesajdan sonra. ama hala sevebiliyordum. hala her güne o nun adıyla nasıl başlayabiliyordum? her gece yatmadan önce nasıl o nun için ağlayabiliyordum? her gördüğüm düşte nasıl o nu benim kollarımda görebiliyordum?
bazı sorular vardı hayatta. bu soruların cevapları bu hayatta yoktu belki de. aşık olmak bir zayıflık göstergesiyle dünyadaki en zayıf canlı bendim.
şiir yazmayı çok denedim, olmadı. aşkta kaybettim, edebiyatta hükmen yenildim. zar tutmayı beceremezken kumar oynamayı hiç düşünmedim. eğitimimi o nun için feda ettim. sildim ne varsa sadece o nu istedim.
hayaller büyütmek yetmezmiş bedene. anladığımda çok geç olmuştu..
gökkuşaklarına salıncak kurmak istemiştim oysa. denize nazır bir evde gözleri o nun gibi güzel olacak kızımızla saklambaç oynayacaktık. ben yenilecektim bilerek. ama oyuna hiç başlamadan yenildim ben. zamanlama hatası işte.
**
ne zaman düşse kar taneleri, aklımda o nun bembeyaz elleri..
ummamak mümkün değilken unutmak o nu nasıl mümkün olabilir ki...
atarsın bedenini dışarı. ilk adımdaki ilk nefeste boğazından aşağıya doğru keskin ve ferah bir hava dolar akciğerlerine. kafanı yavaşça kaldırırsın gökyüzüne. gecenin siyahlığına turuncu bir buhar çekilmiş gibidir. ve gülümsersin dışından, içinden "kar yağacak işte." dersin.
usul usul ilk kar tanesi düşene kadar yürürsün sokaklarda. kar yağdığında elini tutacak birini bulana kadar yürürsün belki. sokaklar, kaldırımlar, çatılar beyaza büründüğünde o pürüzsüz örtüde yan yana yürüyecek ellerini sımsıkı tutucak birini ararsın karlar altında, bulamazsın..
***
gözlerimi açıyorum karanlıklara. zifiri bir karanlık var her yanda. sessizlik, karanlığın yoldaşı. yalnızlıkla gecenin dostluğundan öte bir dostluk bu. benim böyle bir dostum olsaydı böyle yarım kalmazdım gecelerde. onu düşünmekten kendimi alıkoyduğum zamanlarda yine onu düşündüğümü yeni fark etmiştim.
tek kelime ile seviyordum. tek cümle ile onu çok seviyordum. onun beni sevmediğini bile bile sevmek aslında olmayacak duaya amin demek gibiydi. olmayacak duadaki ufacık umut parçası bile yoktu ufuklarda.
ve artık sadece her gece baş başaydım kendimle. kimseler yoktu. kalbime keskin bir kılıç gibi saplanan bu sessizliği kim bozabilirdi ki? gözlerim acıyordu, göz kapaklarım paslanmıştı sanki. sanki göz kapaklarımın üstüne kurşunlar dökülmüştü, çok acı çekiyordum..
hava soğumuştu, pencere açık kalmış olmalıydı. üşümek bedenime iyi geliyordu, birşeyler düşünmemi engellediği için galiba. birşeylerden kastım o'ydu. titrerken soğuktan yine onu düşünüyordum ama daha az düşünüyordum sanki.
biraz da müzik dinlesem diğer gecelerden hiçbir farkı kalmayacaktı bu gecenin. çalma listesindeki angelica ya uzun uzun baktım. bıraktım telefonu yere. müzik dinlemeyecektim artık. her gece bir bomba gibi bekliyordum. pim imi çeken genelde bu müzik oluyordu. ama kalbimdeki bombanın pim ini o çekmişti. çektiği kısa mesajla.
" ben seni hiç sevmedim."
insanda kendini yenileyen organlar var. karaciğer, deri, dil bunlardan birkaçı. kalpte ise durum biraz farklı. ya da benim kalbim çok farklı. kalbim mahşer yerine dönmüştü o mesajdan sonra. ama hala sevebiliyordum. hala her güne o nun adıyla nasıl başlayabiliyordum? her gece yatmadan önce nasıl o nun için ağlayabiliyordum? her gördüğüm düşte nasıl o nu benim kollarımda görebiliyordum?
bazı sorular vardı hayatta. bu soruların cevapları bu hayatta yoktu belki de. aşık olmak bir zayıflık göstergesiyle dünyadaki en zayıf canlı bendim.
şiir yazmayı çok denedim, olmadı. aşkta kaybettim, edebiyatta hükmen yenildim. zar tutmayı beceremezken kumar oynamayı hiç düşünmedim. eğitimimi o nun için feda ettim. sildim ne varsa sadece o nu istedim.
hayaller büyütmek yetmezmiş bedene. anladığımda çok geç olmuştu..
gökkuşaklarına salıncak kurmak istemiştim oysa. denize nazır bir evde gözleri o nun gibi güzel olacak kızımızla saklambaç oynayacaktık. ben yenilecektim bilerek. ama oyuna hiç başlamadan yenildim ben. zamanlama hatası işte.
**
ne zaman düşse kar taneleri, aklımda o nun bembeyaz elleri..
ummamak mümkün değilken unutmak o nu nasıl mümkün olabilir ki...
(bkz: yağarsa soğuğu kırar)
(bkz: hava kar topluyor)
karanlığın içinden pembe bulutların görünmesi.
Hafif turuncuya çalmış havadır.
Ki gökyüzünün rengi turuncu olsaymış diye iç gecirmenize sebep olabilir.
Ki gökyüzünün rengi turuncu olsaymış diye iç gecirmenize sebep olabilir.
öncesinden lodos gelir. kar yağacağı günde havada değişik bir koku olur ve kar geleceğini hissedersin. siz boşverin zaten meteoroloji bangır bangır bağrıyor zaten.
güncel Önemli Başlıklar