bugün

Nazım Hikmet'in Tkp ile bozuşmasından sonra, Tkp'lilerin 7 Ocak 1936 tarihli Orak Çekiç dergisinde 4. sayfada yayınladıkları makaledir. Makaleden kesitler :

"Nazım Bursa mahkemesinde: "benim komünistlikle ne ilişkim var.. parti beni kovmuş... suçum yok..." dedi. Evet, o komünist değildir. Bursa hapisanesinde bir komüniste gardiyanlar dayak atıyor. Komünist adile mapus yatanlardan bazıları, bu akçakça haksızlığı protesto için açlık grevini ileri sürüyorlar. Nazım Hikmet: "ben amele için ölemem" diyor ve grev teşebbüsünü bozuyor."

"Nazım Hikmet ve kumpanyası hala daha kendilerine komünist süsünü veriyorlar, komünizm uğrunda hapis yattıklarını söylüyorlar. Bu yılışkan suratlı heriflere inanmayın. Artık polisin işine yaramadığı için burjuvazi onları içeri tıkadı."
(bkz: türkiye de solun 8127318 fraksiyona bölünmesi)
#4927340
kalleş ve dönek olmasından dolayı mı vatan haini ilanı edilip sürülmüştür yad ellere. bu makaleyi yazanlar neye ve kime hizmet etmekte buna iyi bakıla ve bu sorgulana.
nazım siyasi duruşa sahip bir sanatçıdır.örgütlenme içinde olmamıştır ama yakın durmuştur. siyasi yapılanmada döneklik ve kalleşlik saptaması boşluktadır o yüzden.
tkp dediğimizin hiç mi siyasal yapısı içinde hatası olmamıştır. bunu gözden geçirmelidir öncelikle. ustayı sahiplenmiş ki, peşine kalleş diyebiliyordur. e peki bırakan kalleş diyelim, neden bıraktı acaba döndü, sorgula sayın örgüt.

siyasi yönden dönmek vazgeçmek çok mühimdir. zorlu sıkıntılıdır. sol örgütlenmelerde bırakanlara baktığımızda hemen hemen hepsi örgüt içinde üst düzey olmuş, hayatlarını feda etmiş, dünya bedel ödemiş insanlardır. bu insanlar vazgeçiyorsa gidiyorsa, sen onlara kaypak dersin de, onlar bırakma sebeplerini kimseye anlatmaz sana kaypak demez canım tkp. al şapkanı artık önüne, neden fireler verdiğini düşün ustayla uğrasacağına...