bugün

aklıma gelmişken sözlüğe yazayım hikayesidir.* hacı türkün aklını seveyim. dün finalde yaptım bunu. asistan geldi; tamam evladım sen çıkabilirsin, hocayla konuşurum a verir sana dedi. hiçbir şey akıl sağlığından önemli değil sonuçta diye de ekledi. ahaha. saol lan götelek, hadi kaçtım o zaman ben öptüm kib bye dedim çıktım sınavdan. değil tebi. önce beni deli sandılar. bi dakka yea dedim. dersin hocası da akıllı değil ki. vizede 30 sorunun 10u ders kitabının adı, vizenin yüzdeliği, geçen gün sınıfa getirdiği konuğun adı falan...50 kişilik derse gelen 3 kişi çünkü. 3 kişi ders işlendi yani. -evet hikayedeki mal direkt benim lan-

neyse uzatmıyorum çok anlatılacak malzemesi var bu hocanın da dersin de ama...ben hala kurşun kalem kullanmaktan vazgeçemeyen bi insanım. metale plastiğe ısınamadım. odunla olan organik bağımdan olsa gerek bi sıcaklık hissediyorum. sınav yine test. kağıdın sonuna da 8 puntoyla falan yazmış, cevap şıklarını 1den değil 40tan başlayarak işaretleyin diye. adam ağır şizofren yea. güya dikkatimizi ölçüyor. deli mi sikti hocam diye başladım tersten yazmaya...neyse, bi baktım faberim kastelim güzel yazmıyor. çantayı açtım, gömü bulacakmış gibi karıştırdım karıştırdım kalemtraş bulamadım. ellerim bile çirkin benim hatunu olaraktan çantama nasıl girdiği hakkında en ufak bi fikrim olmayan o törpüyü gördüm. törpü ama bu zımpara kağıdı gibi olan var ya, adı varsa bilmiyorum. ondan işte. şimşek çaktı. işlem yapmıcam zaten fazla dedim. kalemin ucunu zımparaya sürtmeye başladım. işe de yaradı. gayet memnun bi şekilde cevap şıklarını işaretledim. sonra törpünün üzerindeki grafit tozlarını, namlusunun ucunu üfleyen bir kovboy ruhuyla üfledim. ve sınava garip bakışlar hapsinde devam ettim. bu da böyle bir anımdır.

hani şey gibi, ekmek bulamıyorsan pasta ye! dermiş gibi. kurşun kalem kullan, ama ucunu törpüleyerek aç! *