bugün

kalabalık otobüsten inen insanın yarattığı kaos ortamı başlığının 45 karakterle yandan yemişidir mesele.
ilk duraklardan binenlerin pek de etkilenmediği hadisedir bu kaos. kaos yaşanırken onları bi tarafşarını gere gere oturur çünkü. lakin ortalıkta insanlar inecek olan kaotik canlıya yer vermek adına kıçına başına olmadık şekiller verip , 120 km ötedeki direkten tutmaya çalışırken öyle bir kaos yaşanır ki , evlere şenlik... kimin eli kimin cebinde belli değildir.

bir de bu kaotik organizmaların yerleşim yeri hiçbir zaman kapı önleri olmaz. daha doğrusu olamaz! olursa kaos olmaz zaten! bunları arıyorsanız otobüsün orta kısmında konuşlanmanız ve orada hımbıl bir tip aramanız gerekmektedir. bu hımbıl tip , ineceği yerde eğer otobüs boş ise inmez. bekler ki otobüs dolsun ve kaos yaratabilsin inerken. amacı unutulmamaktır. ne de olsa iz bırakanlar unutulmaz... şu kış günlerinde sağa sola çekilirken paçalarda oluşan ayakkabı izleri malum... neyse işte bu hımbıl baktı ki otobüs doldu , hemen düğmeye bastırır. çünkü kendisi öyle hımbıldır ki , düğmeye boyu da yetişmez! kendisi basamaz adi! ondan sonrası işte kaos! o yana çekilen , bu yana kaçan , kıçını çeken , bacağını kaldıran vs... bu hımbıl bacak aralarından , koltuk altından ve vites kenarından geçerek ön kapıdan iner... bıraktığı iz ise hala paçamda... unutamıyorum seni hımbıl... ne olur geri dön! geri dön... *