bugün

ibadetlerin en güzelidir belki de, neden mi?
mesela mandalina, çok basit bir meyve değil mi?
muhteşem paketlemesine baktıkça allahın bize olan sevgisini düşündüren mucize bir meyve, allahın sunduğu nimete bakarsanız, süsleme ve sanata bakarsanız bu değeri anlarsınız,
paketindeki o acı asit, toplandıktan sonra yenileceği zamana kadar olan süreçte mandalinayı beslemeye devam eder, paketi açtığınızda birer lokma halinde gene paketlenmiş vitamin torbacıkları çıkar,
paketinden ayrıldıktan sonra hemen tüketilmelidir, zira kurumaya başlar, paketin o korumasından yoksundur artık, vesaire vesaire,

ha şunu diyenler de var, mandalin kendi kendine deneme yanılmayla varolmuştur diyorlar, insan nasıl deneme yanılmayla kendi kendine varolduysa o da olmuş diyorlar, ama şunu göremiyorlar, insanın midesini, damağını, burnunu, bağırsaklarını yapan sanatkar kimse mandalinayı da yapan o olmalı, zira muhteşem bir şekilde uyumlular, ve bu rastlantı olamaz, buna rastlantı demek ahmaklığın en büyüğüdür,

"...etrafına bak, hiçbir şey i nizamsız gayesiz göremezsin, nasıl sen gayesiz kalabilirsin?"

eğer yaratılış gayeni yemek, içmek, uyumak, seks yapmak zannediyorsan unutma, serçe kadar bile zevk alamıyorsun seksten,
ceylan yavrusu kadar yetenekli değilsin, o doğar doğmaz koşmaya başladı senin kadar aciz değil hiç bir canlı,
ama senin kadar önemli de değil, "eşrefi mahluksun" allahın halifesisin yeryüzündeki,
ve görevin "oku"mak, okuyabildiğin kadar yüceleceksin,
dedi ya; okuyamıyorsan, herhangi bir hayvan kadar bile değerin yok, zira onlar senden daha yetenekli ve hiçbiri sen gibi aciz değil donanım olarak,
kainat kitabını okumak budur, ve ibadetin en güzeli olmasının sebebi de budur.
Suphesız kı, kaınatın kıtabını okuyabılen ınsanların -yanı ortak(evrensel dıl) dılı cozmus ınsanlar- attıgı her adımda kenarda acmıs kucuk bır papatya ya da ruzgarın yuzunu oksarcasına esısınde geldıgı yerden ınsanların anılarını acılarını ve mutluluklarını hıssedebılenlerdır.
Kelımelerın anlamsız kaldıgını, sozcuksuz dusunme ve anlasmanın en guzelını yasayabılmektır bır nevı. Hayatın evlenıp, coluk cocuk yetıstırıp, ıkı namaz kılıp olumu beklemek olmadıgını, bunların otesınde bır sır oldugunu; hıc bır seyın ne dın kadar ne de yıllarca yasanmıs ama sonunda bıten asklar kadar basıt olmadıgını anlamak ve kendı menkıbesınde yol almaya karar vermektır bır nevıı.