bugün

biraz önce başıma gelen durum- günlük formatında yazılmış tüm girilerin bu şekilde başlaması beni az da olsa rahatlattı ve bu sorunu giderdim. başlayabiliriz.

az önce büyük çişimi yaptığım banyo tuvaletinin sifonunu açtıktan sonra kenarlara yapışıp kalmış bok parçalarını temizlemek için fırçadan yararlandım. işim biter bitmez yerine koydum ve aynanın karşısına geçtim.

ayna karşısında ellerimi sabunlarken ben genelde başkalaşım geçiririm. genellikle aynaya yaklaşır çeşitli tiplere sokarım suratımı. ya aşırıya kaçan bir ifadeyle tiyatral gösterilerde bulunur veyahut anlamsızca sözlerde bulunarak aynayı çatlatmaya çalışırım.

bu sefer yüzümü aynaya yaklaştırırken tıpkı bir yaratık gibi yüzümü gerdim. tüm dişlerimi görebilmek adına ağzımın kenarlarını genişleterek açtım. tam kahkaha pozundaydım ki, neden kahkaha atmıyorum diyerek kah-kah- efektlerini kendi başıma olmanın rahatlığıyla basıverdim.

evet. o an bademciğimi dilim ve damağım arasındaki siyah boşluğun arasında sallanırken derimin jöle ve salya kıvamında aktığını gördüm.

şimdi ben bir yaratığım. uağğğğğğkkss
(bkz: gidelim buradan nicholas korkuyorum)
gülmekten nefret etmeme sebeb olan hadise domuz sesi çıkarıyorum abi gülerken.
(bkz: Bülent Ersoy)
ilerde türkiye'nin ilk kadın futbol menajeri olacağını iddia eden bir insan tanıdım. bu başlığın altına cuk oturur. Adı sevil.
iç yüzünü ortaya çıkartmak.