bugün

kadınlar, kadınlar, kadınlar
bizim kadınlarımız...
kadın dediğimiz kişi aş(ı)klarını unutur, terk edi(li)şleri kabullenir, yediği y.kları hazmeder, çocuk doğurur ve bu gibi her şeye katlanıp bunları bir çırpıda unutabilir de yediği dayağı asla unutmaz. dayak öyle diğerleri gibi değil onlar için. bir an olsun unutayım demez yediği dayağı, sözde acısını da... kadının o şeytani aklından asla çıkmaz dayak. kimine göre küçücük aklıyla planlar da kurar. kurnaz.. her daim hatırlar, her daim hatırlatır. her zaman bu dayak konusu açılır. onca yaşanan güzel şey varken illa hakedip yediği dayağı anlatıp sinir bozmaktan başka bir işe yaramaz.
günümüz türkiye'sinin kadınları da gündem oluşturacak ve ülkemizi uluslararası platformda sıkıntıya sokacak şekilde yediği dayakları ekran ekran dolaşıp anlatmaları da ne kadar şeytani bir komplonun içinde bayraktarlığını yaptığını gösterir. bu tablo karşısında susmak bizlere yakışmadığı gibi ülkemize de bir ihanettir.
korktuğumuz kadınlar gerçekten de korktuğumuz kadar var.