bugün

Kadinlar, kadinlar gününü kutlarken sürekli aglayip zirlarlar yok efendim erkekler bize söyle zulm ediyor, yok efendim kocam beni bilardo sopasiyla dövdü, götümden yarragi karnimdan tekmeyi eksik etmedi falan.

ulan hic mi düsünmüyorsun, kadinlar günü var da erkekler günü var mi ? Yok. o zaman ne diye esitlik istiyorsun, esitsizligi saglayan zaten sizsiniz.
kadınları ötekileştirmek , ya kardeşim isminde bile uyuzluk var . kadınlar günü nedir ???
Güya kadinlari yüceltmek ve önemlerini vurgulamak için yapilan ve daha çok kadin erkek eşittirciler tarafından kutlanip desteklenen bir gün olması.

Kadin erkek eşitse kadinlar gününe ne gerek var.

Yok eğer kadin eziliyor veya güçsüz falan ise nasil eşit oluyor?

Son 50 yilda gördük ki kadnlarin çok fazla götü kalkti.
buna mantık hatası değil, pozitif ayrımcılık diyoruz.
şimdi efendim kadınlar günü nedir ve ilk ne zaman kutlanmıştır. durumu anlayabilmek için mesele edilen hadisenin özüne bakmak lazım ilk önce. neymiş kadınlar gününün olayı; şöyleymiş; 8 Mart 1857 tarihinde ABD'nin New York kentinde 40.000 dokuma işçisi daha iyi çalışma koşulları istemiyle bir tekstil fabrikasında greve başladı. Ancak polisin işçilere saldırması ve işçilerin fabrikaya kilitlenmesi, arkasından da çıkan yangında işçilerin fabrika önünde kurulan barikatlardan kaçamaması sonucunda 129 kadın işçi can verdi. işçilerin cenaze törenine 10.000'i aşkın kişi katıldı. buna istinaden 26 - 27 Ağustos 1910 tarihinde Danimarka'nın Kopenhag kentinde 2. Enternasyonale bağlı kadınlar toplantısında (Uluslararası Sosyalist Kadınlar Konferansı) Almanya Sosyal Demokrat Partisi önderlerinden Clara Zetkin, 8 Mart 1857 tarihindeki tekstil fabrikası yangınında ölen kadın işçiler anısına 8 Mart'ın "Internationaler Frauentag" (International Women's Day - Dünya Kadınlar Günü) olarak anılması önerisini getirdi ve öneri oybirliğiyle kabul edildi.

ilk yıllarda belli bir tarih saptanmamıştı fakat her zaman ilkbaharda anılıyordu. Tarihin 8 Mart olarak saptanışı 1921'de Moskova'da gerçekleştirilen 3. Uluslararası Kadınlar Konferansı'nda (3. Enternasyonal Komünist Partiler Toplantısı) gerçekleşti. Adı da "Dünya Emekçi Kadınlar Günü" olarak belirlendi. Birinci ve ikinci Dünya Savaşı yılları arasında bazı ülkelerde anılması yasaklanan Dünya Kadınlar Günü, 1960'lı yılların sonunda Amerika Birleşik Devletleri'nde de anmaya başlanmasıyla daha güçlü bir şekilde gündeme geldi. Birleşmiş Milletler Genel Kurulu, 16 Aralık 1977 tarihinde 8 Mart'ın "Dünya Kadınlar Günü" olarak anılmasını kabul etti. Birleşmiş Milletler'in sitesinde günün tarihine ilişkin bölümde, kutlamanın New York'ta ölen işçilerin anısına yapıldığı yazılmamıştır.

evet, tarihteki kayıtlara göre dünya kadınlar günü değil de ismi ''dünya emekçi kadınlar günü'' olarak ilkin dokuma fabrikasında hayatını kaybeden kadınların ölümü ile sonuçlanan hadiseye binaen o kişileri anmak için düzenlenmiş. ee tabi aradan geçen yıllar içerisinde (kapitalizmin oyunları hep bunlar) çiçekli böcekli, pahalı hediyeli, lüks yemekli, bol indirimli tüketim çılgınlığına dönüşmüş. şimdi sokağa çıkıp 100 kadına neden ''dünya emekçi kadınlar günü'' diye sorsanız aralarından mantıklı cevap veren ancak bilinçli bir salt çoğunluk belki elde edebiliriz. olabilir efendim.

şimdi kadınlar ve erkekler eşit midir? bu çok kapsamlı ve yıllardır içinden çıkılamayan bir soru. eşit ise neye göre eşit, değil ise neye göre değil. bir kere kadın ve erkek fizik gücü olarak eşit değildir. mentalite olarak da eşit değildir çünkü her iki cinsiyette farklı donanımlar ile aile ve çevre etkisiyle yetiştirilmiştir. en azından bu bizim ülkemizde böyle. yani yıllar gele ataerkil bir üstünlük söz konusu. ama her iki cinsiyette özgürdür efendim. yani erkekler de kadınlar da özgürdür. yalnızca bizler beynimizde birbirlerimizi hapsederek bir imaj çizmişizdir. devlet denen mekanizma da, toplum denen kitle etrafında, kendi belirlediği ahlak çerçevesinde, bizi kendi sınırları içine hapsetmiş. bugün cb'ye hakaretten binlerce kişi hakkında kovuşturma yapılıyor ancak ölen bir insan veya tecavüze uğrayan bir insan (kadın veya erkek demiyorum dikkat ederseniz) için hükmün açıklanmasının geriye bırakılması kararı veriliyor ya da indirim yapılıyorsa ağlanacak halimize buralarda yok efendim şunda mantık hatası vardır da bunda yoktur muhabbeti yapıyoruzdur.

kutlansın veya kutlanmasın, kanımca benim için diğer bazı önem verilen günlerden farklı bir gün değil. mümkünse sonu tüm -izm'li veya -ist'li olan ideolojilerden ve diğerlerinden uzak kalmak istiyorum ama bu pek mümkün görünmüyor bu yaşadığım koşullarda. mantığın yapmış olduğu hata, önce bireyi insan ve insanı da tüm insanlar gibi eşit ve özgürlükçü olarak görmemektir. eğer her şeyden öncelikli olarak cinsel duygular harekete geçiyor ve tatminsizlik ortaya çıkıyorsa, bu ve buna benzer vakıalar yaşanılan ülke coğrafyasında peyderpey görülüyorsa, burada bir mantık aramayınız lütfen efendim. çünkü bunun ne ''dünya emekçi kadınlar günü'' ile, ne de ''dünya kadınlar günü'' ile bir alakası vardır. eğer bu günü kutlayan bir insan görürseniz durup onu sadece izleyin ve bunu düşünün. ve bu günün artık ''dünya emekçi kadınlar günü'' olarak değil, asıl formundan ne denli uzak olsa da ruhunda yatanın, kendini ifade etme çabası olduğunun belki farkına varabilirsiniz. işte mantık hatası burada. mantıklı bir mantığa sahip olsaydık zaten, ne şimdi kendini ''dünya emekçi kadınlar günü'' ile ifade etmeye çalışan bir kadın, ne de bunu mantıkla izah etmeye çalışan bir erkek görebilirdik.
nobel ödülünü hak eden bir arkadaşın beyanatı. bravo la, kimsenin aklına gelmemişti.
Söylendi mi bilmiyorum ama (bkz: pozitif ayrımcılık)
Aymazligin lüzumu yok. Kimse işçi kadin derdinde falan degil.

Pozitif ayrimcilik istiyorsanız oturun evde gotunuzun üstünde, sağda solda kasarlik yapmayin ve hayvan gibi calisip 10 yilda porsumeyin.

Bakimli, düzgün olun kimsenin size işkence yapacagi yok.

10.000de 1 bir keko kadin dovuyor medya da bu feminist asalakarla kadindan daha feminist kesilen yalaka yavsaklari gaza getiriyor. Olay bundan ibaret.

Sicayim sizin make up ve estetiğe dayali gösterişçi özgürlüğünüze...