bugün

bursa samsun arası sefer yapan--ya da en azından sefer yaptığı farz edilen--otobüs firması.

kurban bayramı arefesinde hiçbir firmada yer kalmayınca zorunlu olarak adını sanını daha önce duymadığım bu firmadan bilet almak zorunda kaldım.düşüncem adı sanı duyulmasada sonuçta bir otobüs firmasıdır, en kötü ihtimalle bir koltuğu bir kaç kişiye satan türden firmalardandır diye düşünerekten bileti aldım.otobüs geldiğinde ben ve otobüsü bekleyen diğer zorunlu yolcular şoka girdi.otobüs o kadar eski görünümlüydü ki, bu otobüsün hareket edeceğine inanmazdık eğer perona girdiğini görmeseydik.yolculardan bir kaçı isyan edip bileti satanlarla kavgaya tutuştu, bir kaçı da otobüse binmediler.biriside :
--abi bu otobüs samsun a kadar gider mi ?
diye sorunca, şöförün cevabı :
--bir hafta önce gitmiştik, şimdide gider heralde oldu.
bu diyalogdan sonra iyice kıllandık ama yapacak fazlaca bişey yok.neticede otobüse bindik.otobüs o kadar eski ki koltuk önlerinde hala küllükler var ve küllüklerde de izmarit var.kafamı kaldırınca birde ne göreyim bildiğimiz 37 ekran televizyonu iple tavana bağlamışlar.*gülme krizine girdik haliyle.otobüs hareket edince acaip bir rüzgar sesi geliyor, nerden geliyor bu diye bakınca şöförün yanındaki kapının camının 15 cm aşağıda olduğunu gördüm. muavine:
--pardon,şu camı kapatabilir misiniz?
diye sorunca,muavinden cevap:
--cam otobüs hareket ederken kapanmıyor, durmammız lazım.
otobüs biraz gittikten sonra duruyor.muavinle şöför camı elle yukarı kaldırıyorlar!hala bu işi nasıl yaptıklarınıda çözemedim.otobüsün ön kapısı ise zorla kapanıyor.kapanıncada açılmamam gibi bir huyu var.

böyle bir otobüsle samsun a varınca şöförü tebrik edip arkama bakmadan kaçtım.
bir kamil koç değil.