bugün

insan hayatının çeşitli dönemleri vardır. insanoğlu doğar, çocukluk döneminde oynar, gençlik döneminde eğitim hayatı, işe hazırlık, orta yaşlılıkta hayatını oturtur. Yaşlandığında gezer, yakınlarıyla zaman geçirir, hobileriyle uğraşır, torun sever.

Daha önceden de vardı. Yaşlı, emekli insanların çalışması. Mesela Türkiye'de bir dönem erken emekli olanlar ki 40-45 yaşında emekli olan insanların çalıştığını biliyorum. Tabiki çalışmak kötü bir şey değil. Ancak benim bahsetmek istediğim 55, 60 yaşındaki insanların mecburiyetten çalışmak durumunda kalmaları. iş için bu durumdaki insanları görünce daha güzel şeyler olmalı diyor insan.
Memleketimin içler acısı halini gözler önüne seren durumdur. Büyük çoğunluğu maddi sıkıntılardan dolayı emekliliğinde çalışmaya devam ediyor. Maddi olarak pek sıkıntısı olmasa bile yine de çalışan var birde. Onlar ise paraya değil, çalışmaya duydukları ihtiyaçtan ötürü devam ederler iş hayatına. Hepimiz duymuşuzdur "evde vakit geçmiyor" sözünü. Doğru söylüyorlar, geçmiyor. Geçiremiyorlar. Çünkü maddi sıkıntılardan nispeten kurtulup emekli olsalar bile sırf düze çıkabilmek için bütün hayatlarını harcadıklarından yaşamayı bilmiyor hiç biri. Nasıl eğlenilir öğrenemeden hayatın zorlu yollarında eriyip gider çünkü bir çoğunun ömrü. Yıllarını daha doğuştan omuzlarına bindirilen yükten kurtulmaya çalışarak harcarken kaçar gider yıllar. Ki başta dediğim gibi, bazılarının diyeti gençlik yıllarından bile daha ağırdır. Bizlerin emekliliğinde daha güzel bir türkiye'de yaşamak dileğiyle.
işkur onlar için typ adında projeler hazırlar. fakat işkurun bu politikası siyasiler ve politikacılar tarafından resmen gasp edilir.
halbuki yurtdışındaki akranları emekli olunca dünyayı geziyorlar.

bu cidden çok acı . bakıyorsun 60 yaşında biri garsonluk, temizlik işleri yapıyor. tabi ki çalışmak madden /manen gerekli ama bu yaştaki insanların bu tip işlerde çalışması insanı üzüyor. ama işte ülke koşulları ayak uzatmaya, gezmeye izin vermiyor. kahrolsun bağzı adaletsizlikler.