bugün

evet içime atmaktan şişmanladığım bir sürü üzüntüm var...
sonuna meli malı eklemek istediğim zilyonlarca hayalim var...
sıkılmaktan sıkılan sıkıntılı bir insan haline büründü şahsı bedenim
sanırım ben hiç bir şeyin hiç bir şeyliği gibi bir şeyim...
elimden gidenler içimden geliyor şimdilerde...
her sabah maruz kaldığım varoluş ve ondan doğan bulantıdır. her insan, her yeni yüz, ses, fikir, düşünce, ayak, bacak, kol, göz, beden, sesler, varoluş, maddenin kapladığı hacim, kavga-gürültü, sessizlik-huzur, aşk meşk... her şey ama her şeyden öylesine iğreniyorum ki bir dışarı atabilsem içimdeki çürümüşlüğü, evrenin sonuna kadar kusarım durmadan. bütün insan ırkının hala var olması belki de en büyük üzüntüm. belki de toplu bir katliam olmaması. belki de varsa eğer tanrının hala hayatta olması. kimsenin gökteki zorbaya bir şey diyememesi. psikotikleşen toplu bilinçle birlikte neo spiritüalizmin, insanlığın rezil gidişatına tekamül adı altındaki iğrenç modifikasyonu. hiçbir şeyin var olmanın acısını dindirmemesi. sonuç olarak hepinizden iğreniyorum ve bu dediklerimin hiçbir şey ifade etmeyeceğini biliyorum. siz yine takılın hadi kız-erkek meselelerine, politikaya ve idiotça fanatizminize. dinlerinize ve güce tapan sehtekar peygamberlerinize. tabularınıza ve bel altı ahlakınıza. devrim adı altındaki cinayi eziklik güdünüze tapın. hepiniz farklı olduğunuzu sanın bok sürüleri.
yoktur, içime attıkça zayıflayan bir bünyem var.