bugün

insanların dünyanın her yerinden her ân haberdar olabildiği bu çağımızda içinde doğup yetişilen, yaşanılan sosyal yapıya yani topluma ve kurallarına alışamamak, her ân farklı toplumların sahip oldukları farklı niteliklere, farklı haklara özenip adaletsizlikten dem vurarak şikâyet etmek; bir cam fanusta gibi hissetmektir.

ve yine, geçmişi de bilmemize olanak sağlayan tarih bilimi sayesinde mazide kalan hiç görülmemiş; ancak okunmuş güzel yaşanmışlıklara duyulan 'anlamsız bir özlem', garip bir istek ve şimdinin çirkin, bencilliğin doğallaşan çağı olduğu düşüncesinin içi kaplattığı bir iğrenmişlik duygusuyla; insanların var olan sistem içinde "yaşamak" ve "daha iyi bir yaşam" adına aşırı mülkiyete sahip olmak için bir döngü içinde çabalayarak ömürlerini tüketmelerine her geçen gün şaşırmak ve bir türlü kabûllenememektir. göz yummak ile göz yumamamak arasındaki ince çizgidir.