bugün

egemen berköz şiiri.

bu şehir nasıl olur
küçük bir anadolu şehri de değil
alaturkaya itiyor beni.

akşamı çınaraltı'na getirtiyorum
beni de büyüsünün içinde
değiştirmesi için
hüzne. ah, akşam diyorum
lâleli'den nasıl iner
sokak lâmbalarını dolanarak
birden şehre. kalbime.
nasıl iner.

oturup bekliyorum, bıçak
keskin ağzını saklıyor
saklanıyorum. gizli kartalıyım
dağın. dağın. gizli.
sevgilim
diyorum, sevgilim bütün kadınlara
beyazıt'ta dolanan fahişelere
ve galata'nın da sessizce
yatıverenlerine
sevgilim.
çorak toprağı bir yerinden
yarıvermiş yaban
lâleye de, sevgilim.
oturup bekliyorum. Bıçak.
keskin ağzını.

bu şehir nasıl olur
büyük kasvetli istasyonundan hep başka
bir şehre uğurluyor beni
kurşun işlemez gecelerden geçiriyor
kuytu bir iskeleden kum çeken motora
cebinde köyden gelen mektup
ve bir yaban lâle
üstbileziğinde tüfeğimin
kurşun işlemez gecelerden geçiriyor
denizden kaçan bir fayton halinde.
askere giden çobanın yüklü karısı
aşk, bazen ağlıyorum bile
akşamları.

bu şehir nasıl olur.
küçük bir Anadolu şehri de değil
alaturkaya itiyor beni.
bırakılmış bir tramvay durağına.
dolmabahçe sarayına. Bellenmiş
ve unutulmuş bir şiire.
düşleri işleyenken bu şehir
ve akşam gizlenmiş bir böcek gibi
yakamın kenarına
uçup giderken.
akşam bile...

eylül-ekim 1966

yalnızlıklar! yalnızlıklar!, oğlak yayınları (bütün şiirleri/2)
(bkz: entry er ve erbaşlara serbesttir)