bugün

Bazen gönülü yalnızlığa, dinginliğe, huzura çağırıştır ışıkları kapatmak. Gözlerin adapte sorunu yaşayıp 10-20 sn görme duyusuna ara verip, tüm gücünü kafandaki takılmış binbir türlü düşünceye armağan ettiren dizginliğin başlangıcıdır.
Bazen bu kapatışın nedeni, salya sümük ağlamaktan şişmiş narin gözleri saklamaktır iki yanındaki meleklerden.
Bazen kapıyı tıklayacak emri vaki oda misafirinin asılmış suratını seçememesini istemek için kapatmaktır ışıkları.
Bazen kendi elini, kendi tenini, tiksindiğin ya da düşünmekten bezgin düşüp bir daha düşünmemeye karar verdiğin "sen" i görmekten kaçma arzusudur hoyratça.
Bazen utançtır, arsız ışıkta teninin kusurlarının parlamasından kaçmaya araç olarak kullanılan. Beğendiğin sevgilinin seni beğenmeyeceği bir kusur yakalamasından, düşlediğiniz yakınlıktan bir anda soğumasından korkmaktır.
Bazen tüm zevk ve tutkuyu, yüzündeki şehveti saklama, kendini, gizlerini, ateşlerini, korlarını, yangınlarını saklama isteğidir bu kurnazca. Orgazmını, yüzüne kattığı o utandırıcı rahatlamayı, dudakların kuru ve aralık, çektiğin sıcak ve tatlı derin nefesi gizlemeye çalışmaktır.
Ve bazen de odaların değil, gözlerin ışıklarını kapatmaktır bu. Ruhunu kırbaçlayan tüm yaşanmışlıklarına, göğsünü kabartmış en acımasız hançerlere, yenik düştüğün tutku ve arzularına, kaybolmuşluklarına, özlenen güzel günlerinin sadece anılarda tenini acıyla ürpertişine, rutubet kokan duvarlarına ışıklarını kapatmaktır...