bugün

genel kurmay başkanlığı' nın ' erkan-ı harbiye-i umumiye reisliği ' olduğu bir dönemde, bir milletvekili çıkar, ' ekim, kasım, aralık, ocak ' aylarının adlarını yine eskisi gibi ' teşrinievvel, teşrininisan, kanunevvel, kanunusani' diye çevirelim diye bir tasarı verir. kimseden ses yok. nasıl ses yok ? var. şu sesi duyarsınız:
irtica yoktur!

erkeklerin ' şeriat üzre' dört kadınla evlenebilmelerinin yasallaşmasını isteyen bir milletvekili çıkar. tıs yok. nasıl yok ? var. şu sesi duyarsınız:
irtica yoktur!

anayasanın ' teşkilat-ı esasiye kanunu' olduğu dönemde bir milletvekili çıkar. anayasaya ' islam devleti olduğumuzun yazılmasını ' önerir. bu yolda yurdun dört bir bucağından toplanan binlerce imzanın boyu kilometreler tutar. hiçbir yankı uyanmaz. nasıl uyanmaz? uyanır. şu sesi duyarsınız.
irtica yoktur !

31 mart kahramanı volkan' cı derviş vahdeti' nin kalem ortağı, saidi kurdi çıkar, milletvekillerine şöyle mektuplar gönderir:
- türkiye' deki nurcuların sayısı, polislerin sayısından çoktur. 600 bin nurcu, türkiye' de asayişin korunmasında emniyet kuvvetleri kadar önemlidir. herkeste bir suskunluk, yok, değil. şu sesi duyarsınız:
irtica yoktur !

bir parti kongresinde bir delege, cuma namazı kılınması için cuma öğleden sonraları ' resmi tatil ' olmasını ister. kimse aldırmaz. aldırmaz olur mu ? aldırır. şu sesi duyarsınız:
irtica yoktur !

bizde yasa güvenliği altında din öğretimi var. ilkokulda, ortaokulda, imam hatip okullarında, ayrıca kuran kurslarında eğitim yapılır. ama yobaz, yasaya uygun bir eğitimle de yetinmez, ilkokuldan bile geçmemiş çocuklara arap harfleriyle okuma - yazma öğretir. okul olmayan köylerde bile bunlar vardır. ama ses çıkmaz. nasıl çıkmaz ? şu sesi duyarsınız:
irtica yoktur !

türkiye' de tarikatlar, tekkeler vardı: bektaşi, kadiri, rufai, mevlevi, nakşibendi. bunlardan yanlız mevlevilik yürümektedir. bütün gelenekleriyle her yıl ayinler, törenler yapılır. bir şey söylemeye kalkarsanız, karşınıza mevlana' nın büyüklüğüyle çıkarlar. oysa mevlana' nın büyük eseri bu gericiliğin örtüsüdür. yirminci yüzyılda mevlana gibi büyük bir kişi böyle anılmaz. kürsüler kurulur, kitaplar yayımlanır. bir takımları da bu ayinlere ' turistik gösteri' der, geçer. mevlana büyükse hacı bektaşı veli' de büyük ulu. neden bektaşi ayinleri yapılmaz ? birşey denilmez. denilmez olur mu hic ? denilir:
irtica yoktur !

eyüp sultan' daki resmi iftar sofralarını bir yana bırakınız. vatan kurtaran aslan futbolcularımız maç kazanmak için eyüp sultan türbesine gider, türbeye avuç açarlar... buna da birşey denilmez. denilen yanlız şudur:
irtica yoktur !

bir parti kongresinde zavallı bir genç ' hilafetin geri dönmesini istiyoruz' der. o der siz diyemezsiniz. duyulan yanlız şu:
irtica yoktur !

eski değil, daha dün, evet daha dün bursa' da ayin yapan 17 nurcu ' nur risaleleriyle' yakalanırlar. ama yine de:
irtica yoktur !

istanbul' un en güzel, en değerli dini yapılarından beyazıt camii, istanbul üniversitesi' yle karşı karşıyadır. namaz kılacak üniversiteli o güzel, o büyük camiye gitse olmaz mı ? olmaaz ! üç yüz metre yürüse vakit kaybedermiş. onun için illa üniversitenin içinde bir bodruma mescit yapılacak. siz susarsınız. biri konuşur:
irtica yoktur !

irtica yoktur diyenler lütfen şunu söyleyiniz:
1922' den 1950' ye kadar yapılanların hepsimi yanlıştı, hepsi mi kötüydü ki, bugün, o zamanlar yapılanların büsbütün tersi yapılmaktadır ? açıkça söyleyin, kimden korkuyorsunuz ?
işte atatürk' de öldü, öleli yirmibir yıl oldu. çekinecek bir şey yok söyleyin. ama ' irtica yok ' diyenlere hiç şaşırmamalı. çünkü ' irtica yok ! ' diyenler ' hürriyet var ! ' diyorlar.
anlaşılıyor: ' var' la ' yok ' sözcükleri anlam değiştirdiler.

30 aralık 1959

aziz nesin
(bkz: irtica yoktur az zemzem vardır)