bugün

Yazip yayimlamayi dusundugum kitap. insan bunalır ya hani bazen…
Hani boyle kalbi sıkışır once insanin, burunda bir sızı... Gozler dolmaya baslar ve belki kulaklarda hissedilen boğan bir sicaklik. Neyi nasil yapacagini dusunursun ilk once, sonra cozumsuzdur bilirsin. Yine de ugrasirsin bir seyler olsun diye, ama zaten defalarca denemissindir bir seyler olsun diye... Kafani iki elinin arasina alip birakirsin sonra kendini, aglarsin, hickirirsin. O kadar bostur ki bu yaptiklarin, anca birkac yil sonra anlarsin. Fakat birkac yil gecmis de olsa gunun birinde yine ayni seylerin ortasinda bulursun kendini. 4 yil kavusulamayan sevgili, nihayet artik burunda tütmeye baslamistir. Dudaklar boş havayi opmeye baslamislardir. Dudaklar aksam uyurken yastigi opmus ve sabah uyaninca yastigi koklamaya baslamistir burun. Oyle ozlenmistir ki sevgili; yolda, otobuste, metroda envai cesit insanin envai cesit ozelliginden dolayi o insanlar sevgili sanilmistir. Artik bu gunluk bir rutindir, ummak, umut etmek. Her gelen metrodan onun inmesini beklemek, her arkadan dokunan bir eli onun elleri sanmak. Herkes yorulmustur artik 4 yilin sonunda. Son cabalar harcanmaya, son hamleler oynanmaya baslanmistir. Bir yandansa hic bitmeyecegine inanilmistir. Bir gun mutlaka kavusulacagina... Bu kadar yildan, bu kadar ayriliktan sonra aşk tabiki de bitmemistir, sevgi tukenmemistir. Hala onu gordugunde heyecandan cildirilir. Hala ona onu sevdigini soylemek ilk gunku kadar cevabi merak edilerek soylenir. Baskasi gorunmez goze. Onunla birkac gunlugune gorusulunce hayat degisir adeta. Sevgili kalbin en derinliklerine isler. Bu nereye kadar gider bilinmez ama o 4-5 gunun harikaligi, o birkac ayın zehir gecmesini her zaman fazlasiyla yenecektir. Devam etmeye calismaya devam sevgilim...