bugün

aşkı, nefreti, sevgiyi vs. görebilmek için yapılması gerekendir.

Bir gece daha yüzümüzü saklayalım ve tüm yansımaları bir kenara bırakalım. Gerçeklik öğesi altında inandığımız herşeyin, sanal dünyadan yansımalar olmadığına kanaat getirerek girelim içeri. Bu girdiğimiz salon tüm iştihamları, ışıkları, kendilerini yeni çehrelere sokan insanlar ile beraber. Dünyada değil mi burası, gerçekleşen bir oturum içerisinde yeni bir oturum, içerisine girdiğimiz salon.

Geçmişimizden bu yana tüm öğretilerimizi bir kenara bırakarak o ütopya ülkesindeki hazineyi bulacağımızı zannederiz. Nedir bu hazine? Tam bir sıradanlık ve tek düzelik ile arzu edilene sahip olmak. Arzularımızı egemen kılmak sadece. Mutluluk ise mutluluk, şehvet ise şehvet, intikam ise intikam. Kontrol altında tutmaya çalışarak, herşeyin başı ile sonunu aynı uyum içinde gerçekleştireceğimiz hissi içinde hayatın fitilini tekrar yakmak.

Hayatı arzulamak, yeniden tüm bilgeliği silerek gerçek anlamın sınırlarından uzaklaşmayı sağlar. Yeri gelen bir şeytana dönüştürürüz unuttuğumuz o arzularda. Tüm bu yokolmuş gerçeklik ile yeni gecelerde bedenimize yeni yerler açarız. Bilgeliğimizin verdiği izleri her zaman tam bir efendilik ile saklayamayız. Yeni kimlikler yaratmak en kolayıdır. Yeni karakter, bizim ile bütünleşecek insancıklar.

Çizilmiş ruhlar ile yüzümüzdeki izleri saklamak içinde elimizde her zaman bir araç vardır. O yüzleştirdiğimiz anda nefret ettiğimiz bilgelikten maskeler ile saklanırız. Böylelikle tüm gerçeklerin üstüne ışık geçirmeyen, dünyanın doğum ile ölümden sonraki en büyük buluşunu buluruz.

Tüm bu her şeye devam etme arzusunda yaşam ile gelen bilgeliklere rağmen, değişmeyen sahip olabilme güdüsü temel de yer alıyor. Değişmeyecek tek şeyin ise tüm bu çabaların aslında arzu edilene denk gelmediği sonucudur. işte tüm bu çabalar ile elde edilen değerler arasındaki uçurumun altındaki o gölge, insanların üstüne bir karanlık gibi çöker. isteme durumu arzuların dışında sonuçlanacak tüm olaylarıda kabul eder. isteme durumunda en başından gelen kabul etme yatar içerisinde . isteme durumunun sonucunda hayatın yapacağı çirkinliği görebilse insanlar, her başlangıç biraz düşündürücü olacaktır.

Ortaya koyduğumuz çıkarımlardan elde ettiğimiz sonuçları yok ederek aslında anların tadını çıkarmaya çalışırız ki en büyük ıstırap burada ortaya çıkar. Hiç var olmamış sade düşden ibaret olur tüm çabalar ve kendimizi kandırmaların yanında sakladığımız maskenin altında ki çehre için boşa uğraşılmış simgeler oluruz.