bugün

hayata ve gerçeğe dair herhangi bir konuda artık ayet bile gösteremeyecek kadar utangaç, yetersiz ve çaresiz hale gelen inançlı tayfadan usanma noktasıdır. bir lafı çarpıtmadan anlatın, bir konunun sulandırmadan direk özünde kalın, bir hadiseyi şiirlerle ve gözyaşları ile ele almayın, bir meselede beş dakika önce savunduğunuzu ayaklar altına almayın ben de dişimi kıracağım. yahu insan "ben maymun değilim, maymundan gelmedim" diye bas bas bağırırken bir konuyu bu kadar piç, kendisini de bu kadar maymun eder mi arkadaş ya, ne biçim bir modelsiniz siz böyle?

(bkz: islam dininin kelime oyunları)
(bkz: vardan da yoktan da öte bir var vardır)
(bkz: allah in mahlukat icinden maymunlara akil vermesi)
imanlı birini anlayacak zihin seviyesine ulaşmak için bir level atlaması gereken dimağların çırpınış cümlesi olabilir ancak.
sen kimsin oğlum? madde ulan madde... bu kadar... maddenin şekil değiştirmiş bir halisin ve buna iman ediyorsun. maddeyi inkar etmiyor manaya uzanıyor inanan sen manaya inanmakla maddenin inkar edildiğini sanıyorsun. sonrada bu düşünce tarzını yanılmaz aklın şaşmaz tezahürü sanıyorsun. tuhaf gerçekten pek tuhaf.
bir insan allah, din , kitap inanç konusunda yokluğa kayıtsız şartsız iman etmiş olmakla tuhaflıkların en alasını sergiliyordur zaten.
aslında sorun şu ki inanan insanlar cahil ile tartışıp onu imana döndürme heveslisi olmaktan ziyade ortaya konulan çarpık düşüncelerin acziyetini göstermekle şişmiş balon haline dönüşen egoların havasını alıyor sonra maddecinin zoruna da bu gidiyor.
kıymet bilin ki sizi diğer bir çok inanan gibi sadece dalga geçilecek bir mahluk olarak arkanızdan ve önünüzde gülüp eğlenmiyorlar, evet kıymet bilinki muhatap alınıyorsunuz en azından.
işte sonra da kelime oyunlarıyla böyle haykırışlar ortaya çıkıyor, aynen böyle başlıktaki gibi.
bu soruyu sorduğunuzda alabileceğiniz en muhtemel cevap;
- o zaten burada.

iman sahibi adam O nun zaten her yerde olduğunu size söyleyecektir. buradaki asıl problem inanmayan bir insanın inanmadığı şeylere kanıt arama telaşı içinde olması. bu nasıl bir inançsızlık durumu ki sanki bazı sorulara ona göre mantıklı cevaplar verilse imana gelecek. yahu madem bazı sorulara mantıklı cevaplar aldığında inanacaksın o zaman sen aslında iman sahibisin, sadece inancına dayanak arıyorsun.

buna gelecek itiraz şudur;
-hayır ben inanmıyorum ve sizin inandığınız şeyler saçma sapan uydurmalar size bunu kanıtlamaya çalışıyorum.

bu durumda sorulacak soru basit;
- neden? neden benim inancıma karışıyorsun. benim Allah inancım seni neden rahatsız ediyor. bana neden aklınca "iyilik" yapmaya çalışıyorsun, beni neden sana göre olan "uykumdan" uyandırmaya bana neden sana göre olan "gerçekleri" kabule çağırıyorsun.

çünkü "onaylanmaya" ihtiyacın var. kendi düşüncen senin kendini rahatsız ediyor ve bu rahatsızlıktan kurtulmak için "onanmak" istiyorsun. hepsi bu.