bugün

mutlak sorumsuzluğun bittiği, yalnızlığın, kendi ayakaların üzerinde durma zorunluluğunun başladığı gündür.

zırıl zırıl ağlayan yeni cicili bicili arkadaşlarıma şaşkın şaşkın bakarken, onlar gibi olmamam gerektiğini düşünerek annemi sınıfın önünden resmen kovmuştum. ama yine de beklemiştim oralarda bir yerlerde beklesin beni, sınıftan çıkınca sarılsın bana, nasıl geçti ilk dersin diye sorsun. beklememişti.

üzülmüştüm tabi, ağlamıştım hatta bir köşede. güya istemiş ki kendi ayaklarım üzerinde durmayı öğreneyim. meğer arkadaşlarıyla okey oynamaya gitmiş benden sonra. herkes ikinci gün susmuşken ben başladım bu sefer ağlamaya, sırf annemi çağırsınlar okula, o ilk günün acısı çıkartayım diye. kim la bu salak, ikinci gün ağlanırmıymış bakışlarına aldırış etmeden zır zır ağladım gözlerim kan çanağı.

annem elinde gazozla gelince sustum tabi.
minik öğrencilerinin pek çoğunun anneeee diye ağladığı gündür.
siftahı öğrenciden, bereketi devlettendir.
birinci sınıfta olmama rağmen salya sümük ağlayan sıra arkadaşımı, teselli ettiğim gündür.
ilk gün değil ama ilk haftadan itibaren 25 liraya aldığım şekerleri 50 liraya arkadaşlarıma satarak ticaretin temellerini atmaya başladığım zaman dilimi. o günden beridir %100 karı hiçbir ticaretimde göremedim malesef.
insanın kendini yalnız hissettiği ilk andır belki. babamın elini bırakmak istememiştim ağlamıycam diye o minik halimle gurur yaparken, yaşlar yağmur tanesi gibi inadına boşalıyordu bana rağmen.
sonra ilk öğretmenimin babacan elini keşfettim. bu, nevzat öğretmen idi. sürekli sulu göz halime takılarak derse devam etti bir süre. ilk sıraya beni oturtarak sürekli takipteydi. her ödevime o kısıtlı maaşı ile ödül vererek okulu sevdirdi bana. tam 2 yıl baba-kız olmuştuk. ve sonra babamın tayini ile ayrılık...geçenlerde vefat etmiş benim nevzat babam. nur içinde yatsın.
daha o günden anlamıştım okulun hiç bitmeyecek lanet bir yer olduğunu..
hayatımda hiç unutmadığım günlerden biridir bu. hiç olmayacak şeylerin yıllardır aklımdan çıkmaması sorunsalı burda da kendini gösteriyor yazık ki. annemin elinden tutmuş, okul yolunu arşınlıyordum. okulun ilk gününde bir koku almıştım, anlatamam. silgi, yeni defter - kitap karışımı muhteşem bir koku. okulun her yanını sarmış. 1 - b sınıfının önüne geldik. öğretmen sınıfa girmiş, bütün veliler kapının önünde. aslında çekinme gibi bir durumum yok içeri girmek için. ama o anneleri görmeniz lazım o anda, ilkokulun ilk gününde öğrencilerden daha fazla heyecanlı olan onlar sanki.. girmeye niyet ediyorum sınıfa, sonradan vazgeçiyorum. en sonunda annem şunu dediydi;

- oğlum bak duygu da senin sınıfında, hadi gir artık!

bu cümleden sonra kendimi öğretmenin yanında bulmuştum hemen. hayır! 6,5 yaşındaki bir erkek çocuğunun cesarete olan ihtiyacı böyle bir şeymiydi acaba.. erkeklik şeysimi yoksa. hiç bilemedim bunu lan.
ilkokuldaki ilk günümde tahtaya kaldırılıp şarkı söyletildiğimi bugün gibi hatırlıyorum. şarkı derken; "komşu komşu huu huuu, oğlun geldi mi geldi" ile başlayıp "mini mini bir kuş"la biten bir potporiden bahsediyorum * . eğitim hayatımın ilk günü şarkı türküyle başladı, sonraki yılları varın siz düşünün * .
ilk ders türkçedir sonraki ders matematikmiş ancak ben bilmiyorum alçak sülüman benim türkçe defterini görünce bana tokat attı daha ilk gün( o andır benim matematikten daha tanışmadan soğumam)ağlayarak
-seni anneme diyeceğim sözünü hiç unutamam .
ilkokulda ilkgünüm, ikinci günümdür.
birinci gün, beni bıraktılar, bende okulu bıraktığım için, tam manasıyla firardı.
sınıfa annelerin doluştuğu ."annee gitmaeaaa" diye ağlayan çocukların olduğu gün.
annemin hastane de babamın da çalışmak için istanbul'da olduğu bir dönemde gittim okula. ilk gün amcam götürmüştü okula ve sınıfa girmemi beklemeden "bak senin sıran burası burada bekle ve arkadaşlarınla beraber gir" deyip gitmişti. üzerimde benden 2 beden büyük siyah önlük ve kocaman bir beyaz yaka vardı. herşey sınıfa girene kadar normaldi ama sınıfın önünde annelerin çocuklarını öpüp koklamasına, sarılmalarına dayanamamıştım benim annem hastanede yatıyordu çünkü. tutamadım kendimi ve ağladım hüngür hüngür. 3. dersten sonra da okuldan çıkıp eve gittim, akşam da amcamdan bir kamyon dayak yedim. ne günlerdi.
başka bir dünyaya adım atılan günlerden biri.lise, orta okul, üniversitede olmadığı gibi annem yanımda yoktu. bunu bazı şeyleri yapabilğimi göstermek için ben yanlız olmayı istedim ve başlangıçlarımı genelde yanlız yaptım...
ayrıca ilkokulun ilk gününde ağlayan çoçuklara da gıcık olurum.
sınıfta öğrenciden çok velinin olması durumudur.*
annem elimden tutup okula kadar götürmüş ve bununla kalmayarak sırama kadar oturtmuştu beni. tabi bir de kız çocuğu olunca aile daha bir düşüyor insanın üstüne. bu yaşıma geldim ama hala aynılar bana karşı...
okula giderken :
-ananeağ annem gelmezse ben okula gitmiyom okimicam ben eiyyy uhuhuhu (cocuk aglamasi yaptim lan size * ) ~ iyi gitmezsen gitme otur evde dayinlar gibi eşek ol, okuma sende okuma yavrum lanet gelsin buyugunuze kucugunuze nedir çektiğim, ellerin çocuklari heveslenir bizimkiler kacar
*arkadaşlar size karnını hoplata hoplata ağlayan anane aglayisi yapamiyom :( affedin

okul esnasinda:
tuvalet nerde abla?
okul bitti mi eve mi gidiyoz abla?
tuvalet ne taraftaydi abla?
uhuhuhu
noldu küçüğüm ?
sınıfi kaybettim abla uhuhu

kafa zehir tabi bi yandan.
kararim kesin, annem gelmezse eve gitmicem. o alcak beni.
hih aglamaya bile hazırım.

okul çıkışı:
ananem de gelmedi :(
sinif arkadaşımın annesi komşumuz vardi ona tembih etmis hüseyini de al diye :(

arkadaşlar bütün nazımı cilvemi karima sakliyom bende napiim amk *
hani sair demis ya once op sonra doğur beni diye
heh benimkinin bir de buyutmesi gerekecek beni *
ehehehe hemen de benimki oldu * evet menim men men men men :d
çok yakın mahalle arkadaşım, annem ve arkadaşımın annesi okula gidiyoruz. aynı sınıftayız arkadaşımla. annelerimiz aynı sıraya oturtuyorlar haliyle, her tarafta curcuna, bağrış, çağrış. arkadaşım ağlıyor annesi gidecek diye korkuyor, bir kadın var öğretmenmiş, anneler diyor öğretmeniniz var korkmayın, ben de bi artistlik, diyorum git anne ben korkmuyom ki gidebilirsin * ama içim öyle demiyor tabi acayip tırsıyorum yaş daha beş buçuk altı. sonra anneler gidiyor korkuyorum ama çaktırmıyorum tabi gurur yapıyorum o yaşta! hayal meyal hatırladıklarım bunlar. sonra noldu gün nasıl geçti, bizi kim almaya geldi hatırlamıyorum.
Güzel günmüş düşünüyorum da şimdi, tabi annem sınıfta öhöm şarkı söylemiştim anneme baka baka güzeldi ama o özgüveni nerden bulduğumu hala çözemiyorum.

Hiç artistlik yapamayacağım annem gitmesin diye hüngür hüngür ağlamış olmam gerekiyor çok net hatırlamıyorum da.
ilk aşkımla sıra arkadaşı olduğum gündür.
sınıftaki çocukların neredeyse tamamı sınıftan çıkmakta olan velilerinin arkasından ağlarken ağlamayan hatta biran önce çıkıp gitsinler diye bekleyen 3-4 çocuktan birisi olduğum gündür. o günden belli idi zaten anormallik olduğu..
niye ağlıyor bunlar diye şaşkınlıkla geçirdiğim gündü. neden ağladıklarını günler geçtikçe anladım .haklılarmış.
ilk gününü hatırladığını iddaa eden net yalancıdır. tabi ilk günü 2 yıl içerisinde değilse.
güncel Önemli Başlıklar