bugün

hiçbirimiz adalete güvenmiyoruz bu ülkede.

adaletin iktidarların fahişesi olduğunu da biliyoruz. bir çoğumuz polise de güvenmiyoruz. o kadar güvenmiyoruz ki küçücük olaylarda şahit olmamak için tüyüyoruz, neredeyse başımıza bir iş gelir korkusuyla susmamamız gereken şeylere de susuyoruz.

yaşananlar ve tarih bu konudaki haklılığımızı ispat eden onlarca olayla da doğrulanıyor. öyle değil mi?

peki adaletine güvenmediğim bir ülkede neden idam istiyeyim ben bir vatandaş olarak?

yarın gelip şurda yazdığım birşey yüzünden ya da bulunduğum bir gösteriden dolayı beni ya da bir yakınımı yargılayıp assınlar diye mi? gayet paranoyakça gelebilir bu düşünce. ama bir twit yüzünden evi basılanların, üzerine senaryolar yazılıp hapse tıkılanların ülkesinde olmayacak iş değil vallahi.

tüm bunlar yüzünden bunu koşulsuz isteyen insanların, öncelikle adaletin tarafsızlığı konusunda ısrarlı olmaları ve bu konuyu daha derin düşünüp tartmaları gerekir.

bu kadar basit bir mesele değil bu.