bugün

avuçiçi kutsaldır. hasat zamanı gelmezden önce mahsulüne yağmur için tanrı'ya el açan çiftçinin dillendiremediği cümleleridir. yardıma muhtaç bir insanın lal dilinin tercümesi.

bir ayrılık da en son parmaklar değil avuçiçleri ayrılır birbirinden.

avuçiçi kutsaldır. dilekçedir. tüm kutsal eylemler avuçiçleri ile gerçekleştirilir. bu yüzden öpüldüğünde içini ısıtır karşıdakinin. ruhuna masaj yapar.
avuçiçi kutsaldır. tek hissetme mekanizmasıdır. yağmur altında sırılsıklam olan bir insan yağmuru asla ve asla hissetmezken, avuçiçine iki damla yağmur düşse, yağmuru hisseder.

avuçiçi kutsaldır. tövbelerin tanrı'ya dönük yüzüdür. duaların beden dili. yalnızken kişinin kendi karnına yapışıp da almış olduğu cenin pozisyonunun kalkanıdır.
avuçiçi kutsaldır. cennetten kovulan adem, havva'ya yasak meyveyi avuçiçinde sunmuştur. avuçiçi suç aletidir. yasak aşk yaşayan aşıklar birbirlerinin tenlerini, yüzlerini avuçiçleri ile okşarlar.

avuçiçi kandır. somut kanıtların tümleci, somut kanıtların mekanıdır. o yüzden de her şey avuçiçlerine bırakılır. biten bir aşkın ardından geri verilen mektuplar, şiirler, şarkılar... avuçiçlerine bırakılır her şey.

tüm bu bırakılanlar içerisinde ise en kutsalı öpücüktür. bazen bir çocuğun avuçiçi öpülür. bazen annenin. bazense babanın. ama en çok sevdiceğin avuçiçini öpmek huzur verir. hem öpene. hem de öpülene.
değer verilene verilen değeri göstermenin en değerli yollarından biridir.