bugün

pkk nın lideri nerde?

suriye de mi, ırak da mı, iran da mı?

hayır bizim yargımızın, askerimizin bizim devletimizin elinde. bir hücrede kapalı kapısında asker bekliyor.

hükümet isterse susturur, avukatıyla görüştürmez, hücre şartlarını ağırlaştırır, yasa çıkarır idam eder ve aklıma gelmeyen başka bir sürü şey yapar.

peki ne yapıyor hükümet?

hiçbir şey.

öcalan denilen adam hücre şartlarından sürekli şikayet ediyordu önce. hükümet de aman kızmasın diye bütün isteklerini tek tek yerine getiriyordu. yetmedi bir de devletimizin hapishanesinden örgüt yönetiyor ve gene kimse burda bi yanlış var demiyor.

açık açık pkk ya haber gönderip mayıs dan sonra eylemlere başlayacağız diyerek türkiye yi tehdit ediyor ve devletin hiçbir kademesinden gık çıkmıyor. öcalan yurtdışında olsa bu kadar rahat hareket edemez herhalde.

bugün gene bir şehit verilmiş. bunca şehitten sonra meclis hükümeti ve muhalefetiyle neden bu adama karşı bir önlem almıyor? neden susturmuyor?

üstelik bu yönde bir girişim oyları düşmekte olan akp yi ve rte yi birdenbire halkın gözünde kahraman yapar ve bir dahaki seçimde açık farkla iktidara getirir.

öcalan ı susturmuyorlar çünkü böylesi bir savaş ortamı işlerine geliyor. akp nin misyonunun ülkeyi bölmek ya da en azından karıştırmak olduğunu düşünüyorum.

11 şehidimizden sonra ilk beyanatları gene orduyu suçlayıcı bir beyanat oldu. terörün bitmemesinin tek sorumlusu olarak orduyu gösteriyorlar. parlak medyamız da buna çanak tutuyor. oysa terör bitmişti, akp iktidarından sonra başladı.

terörü ordular bitirmez politikalar bitirir. olsun onlar orduyu karalamış ve halkın gözünde küçük düşürmüş olsunlar da. açılımlarını da terör yoluyla aklamaya çalışıyorlar. biz iyi şeyler yapacaktık ama pkk anlamadı ayağına yatıyorlar. açılım adı altında ne yapacakları da hala muallakta.

hükümet ne yaptı terörü bitirmek için? pkk lideri ellerinde neden susturmuyorlar? gazzeye yardım gemisinde ölenlere daha çok sahip çıktılar. şehitlerimize neden sahip çıkmıyorlar?

umarım halkımız bunları görüyordur. yoksa vay halimize.
tsk'da yeniden yapılanmayı savunan, yıllardan beri beyni olmayan insan gibi aynı şeyleri dört dönüp tekrar tabagımıza koymaktan bu milleti salak zanan zihniyetin kayıtlılıgıdır.
(bkz: pkk ya selam şehitlere devam)
hükümetin net bir kararlılığının olmamasıdır. bunun sebebi de siyasetle devlet yönetimini birbirinden ayıramamasıdır. pkk'ya karşı tutumu sertleştirirse kürt vatandaşlarımızın oylarını alamayacağını düşünmektedir. oysa sadece 2 yıl önce gap'ı bitireceklerini ve bölgedeki insanımıza iş ve istihdam sağlayacaklarını müjdeleyen aynı insanlardır. kürt sorunu ile terör sorununu birbirinden bağımsız ele alamadıkları açıktır.

bu nedenle askeri korunmasız karakollarda sadece savunma ile görevlendirmektedir, lakin saldıran aktif ve hareketlidir. tezkere var olduğu halde sınırötesine sıcak takip çok kısıtlı yapılmaktadır. önleyici tedbirler gündeme alınmazsa, asker karakollarda kaderi ile başbaşa bırakılırsa hergün acı çekmeye devam edeceğiz. terörist dediğimiz süngü hücümuna kalkmıyor dostlar, yüzlerce metreden roketle saldırıyor artık. füze almasını mı bekleyeceğiz akıllanmak için?

gazetecilerin herhangi bir sıkıntı yaşamadan gidip geldiği kandil, artık terörün üssü olmamalıdır. terör örgütünün sözcüleri k.ırak'ta erbil'de avrupa gazetelerine demeçler beyanatlar vermektedir. imralı'daki elebaşı dışarda olduğundan daha rahat örgütünü idare etmektedir. aynı durum israil'in ya da amerika'nın başına gelseydi, bugün kandil haritadan silinmiş olurdu. amerika afganistan'da burkayı kaldırıp kadın haklarına dikkat çekmek için bulunmuyor. bin ladin denen ve var mıdır yok mudur dahi bilinmeyen bir hayali düşmanın peşinde "önleyici savaş" yürütüyor.

aklın yolu birdir, düşman da, muhatap da. kendini savunmak için amerika başkanından icazet bekleniyorsa, israil'in heron'larından medet umuluyor, istihbarat paylaşımına güveniliyorsa bu ülke zaten bitmiştir.