bugün

belkide mutluluğun anahtarıdır.
mesela çalışmak.
canın istemediği sürece çalışmamak büyük bir lukstür.
bu luksü parayla satın alamazsınız. genellikle çok parası olan insanlar sürekli çalışmak zorundadır.
diğer taraftan uyku mesela.
öyle bir rahat hayata sahip olacaksın ki, oo saat 12 oldu yatayım yarın erken kalkıcam falan gibi düşüncelerin olmayacak.
uykun gelene kadar yatmama luksun olacak.
birde bu konuda yapılması gereken şey var.
o da yemek.
evet tam acıkmadan yemek yemeyeceksin.
tam acıktığında yediğin her şey çok lezzetli gelebilir.

aslında konu kendi içinde sağa sola saptı ama söylemek istedğim, laf olsun diye yemek, içmek, çalışmak, uyumak kişinin doğaya olan uyumunu bozar.
bu işleri gerçekten ihtiyac duyduğunuzda yaparsanız doğaya uyumunuz tam olur ve daha mutlu olabilirsiniz.
alışkanlıkların, zamanla ihtiyaçlara evrildiklerine ne buyrulur.
alışkanlığın ihtiyaca evrilmesi konusuna bir karşı tez değildir, bu durum.
tek şart ihtiyac duymadan yapmamaktır.
ihtiyac duyduğun an, yap. alışkanlık bile olsa o daha çok fayda verir.
şu an bu durumu açıklamakta zorlanıyorum. yazarken bir taraftan da objektif bakmaya çalışıyorum.

kendime ve size bir örnek üzerinden deneme yapayım sonuç ne çıkacak görelim.

misal sürekli çubuk kraker atıştıran biri aç değildir ama ona ihtiyaç duyuyordur.
o zaman başlıktaki sava göre yapması gerekir. ihtiyaç duymuştur, çünkü.
sorun yok lakin "iyice" konusu var. iyice ihtiyaç duyarsa daha fazla keyif alır, çubuk krakerden.
evet kilit nokta bu.
az açıkınca değil iyice açıkınca yemek.

çözdük oğlum.
ya pilot a sorun olsun. çözeriz.