bugün

aslında tanım olarak, annem "misafir gelcek oğlum" dedikten sonra kapıyı kapatıp ağız dolusu ettiğim küfürleri kullanmayı planlıyordum ama sinirim yatıştı. o yüzden gerek yok. sakin ve kibar olmak lazım bu düzen bozucular için. "düzen bozucu" evet; tanım bu...

bayramın ilk iki günü anlayabilirim misafiri, doğaldır. bu yüzden zaten kurban işini halleder halletmez evden çıktım ve yaklaşık elli saat sonra döndüm. bayramın üçüncü gününe tekabül ediyordu. yorgunum zaten, "duşumu alır odama çekilirim" gibi dahiyane bir plan kurdum. banyodan çıkınca kurumayı beklerken annem "giyin üstünü hadi misafirler gelicek" deyince ortam gerildi tabii. kimin geleceği çok da umrumda değildi ama annem "zelihalar gelicek" deyince hepten sinirlendim. yani tamam sevdiklerimi yaradandan ötürü seviyorum ama sevmediklerimin o'nunla bir alakası yok. tamamen kendi insiyatifim.

"olm, sen de bazen bi yerlere gidiyosun çatkapı, belki onlar da senin hakkında böyle düşünüyolar" diye geçiriyorum içimden. birazcık yatışıyorum. keyifleniyorum da biraz. sonuçta, kendime yapılmasını istemediğim şeyleri başkasına yapınca inanılmaz keyifli oluyor. herkese tavsiye ederim. arabayla ilk kez bir yayaya su sıçrattığımdan zevkten dört köşe olmuştum. sonradan pişman olmuştum ama yalan yok. insan illaki özüne dönüyor bir süre sonra... acıktığımı hissediyorum.

"anne yemek hazır değil mi, hadi yiyelim" diyorum. "misafirler aç mı bilmiyorum bekleyelim olmazsa beraber yeriz" diyor. yemek yemek için misafirleri beklemek de neyin nesi şimdi? akşamın 9'u olmuş; "ben yemek yemek için misafirleri bekleyemem" diyip mutfakta atıştırıyorum. yemek yerken, annemle konuşurken "yemek" kelimesini ne de çok kullandığımı düşünüyorum. "yemek yemek derken ama ilki nesne, ikincisi yüklem" oluyor galiba diyorum. dilbilgim iyi. aferin.

tam bu sırada parlak bir fikir geliyor aklıma. yıllardır kurmayı düşlediğim ve prensipte kendimle her konuda anlaştığım restoranın son eksik kısmını tamamlıyorum. isim = yemek yemek. evet restoranımın adı "yemek yemek" olacak.

- biz yemeğe çıkıyoruz hadi görüşürüz.
+ nereye peki?
- yemek yemeğe.
+ tamam da nereye abi hangi restorana?
- yemek yemeğe işte olm
+ euheuheuh. tamam.

restoranımın ismi bu tarz, ufak çaplı hoş diyaloglara da vesile olacak; ne güzel. sanki biraz çakma olacak "pizza pizza" veya "makarna makarna" gibi ama olsun. bunda daha ince bir nüans var. "yemek yemeye" derken mekan belirtmemiş oluyosun ama "yemek yemeğe" dediğinde oluyosun. ama yine kimse anlamıyor çünkü y ile ğ'nin arasındaki farkı anlamak imkansız. öyle yani bence. deneyin göreceksiniz. hadi hayırlısı...
asosyal insanlarin cok canini yakmistir.

lan bi' cikin lan odadan.
çatkapı deyiminin hakkını veren davranış
en istenmedik misafirdir. öyle ki saatlerce çalisip eve geldiginiz de yastiga kafanizi koyarsiniz ve yarin ne kadar rahat bir gün geçireceginizi düsünürsünuz.
sabah olur ve birden o lanet kapinin kuş zili çalar. gelen çat kapi misafiridir. nefret edilesidir hemen üst basa dogru düzgün birsey alinir da ne fayda sorarim ne fayda.
inş yatıya kalmazlar diye dua ettiğimiz misafirdir.