bugün

her şeye saygı duyulmasını isteyen samimiyetsiz insan dır asıl başlık. artık idare ediverin.

her görüşe, her tercihe, her yaşayış biçimine kısacası hayatla ilintili ne varsa her şeye saygı duyulmasını isteyen, hayatını saygı temeli üzerine oturtmuş lakin samimiyetsizlikten de yani üçkağıtçılıktan da vazgeçmeyen insandır.

biraz daha açayım da genişlesin durum. hayatını saygı temeli üzerine oturtmasına kadar bir itirazım yok bu insana. oaraya kadar saygı duyuyorum kendisine bi anlamda. lakin yok böyle bir şey. bu temeli oturtan insan yok. yapsa bile samimiyetsizliği de ardından mutlaka koşacaktır.- o yüzden ben de gerçek anlamda kimseye saygı duymuyorum-

insanlardan sürekli bir şey bekleyen insanda o beklediği şey noksandır. beklemesinin de esaslı nedeni budur zaten şahsıma göre.

her bir görüşü reddetme hakkımız var değil mi? dediğimde var derler ne demek. biraz daha eleştirdiğimde o görüşü. hopp bakalım katılmıyorsan da saygı duy derler. bu ne lan. katılmıyorsam saygı duymalıyım. algım bozuldu. ne demek bu yahu. faraza eşcinsellerin ajitasyonlarından mütevellit tiksiniyorum o eşcinsellikten. buna nasıl saygı duymalıyım. eleştirimin dozunu biraz azaltarak mı? saçma olur. peki benden saygı bekleyen o eşcinsel bana nasıl saygı duyuyor. bana derken her hangi birine yani. önemli olan insan olman diyerek mi? hümanist olarak mı?

saygı kitlelere kendisini biraz daha iyi hissettiren bir afyondur. şuna karşıyım ancak saygı da duyuyorum dediği zaman bir insan evladı kendisini daha iyi hissedecek toplum nezdinde iyi ve akıl sahibi bir insan olarak nitelendirilecektir. tüm bunlar ruhuna iyi gelmektedir.

bir şeye karşıysan karşısındır. karşıyım ama saygı da duyuyorum. anlıyorum onu gibi laflar laf-u güzaftır. kandırmacadır. yalan dolandır. yapmayınız yaptırmayınız. aslında ne siz birine saygı duyarsınız ne de bir başkası size. her şey öyleymiş gibi görünür. maça devam etmek için uymanız gereken kurallar silsilesinden biridir bu. maç bittiğinde kimse kuralları konuşmaz, sonucu konuşur.