bugün

kamyon arkası yazısıdır.

(bkz: unutma unutulanlar unutanları asla unutmaz)
Sevgiye açlık çaresizliğe atılan adımların en geniş olanlarından biri olmalı. kelimelere takılmaya başlıyorsun o anda, yitip gidiyorsun süslü yosma kelimelerin içinde. kulakların duymayı sevdiği kelimeler vardır. kandırmaca. seni seviyorum der birisi, o anda gözlerine baksan anlayacağın gerçeği öteleyiverirsin. ha bir de insanların hep hissettiklerini söyleyebileceğine inananlar vardır ki sen iflah olmazsın dostum, hep aynı çukurun içine düşersin. ya da seni seviyorum dersin haykırarak, hayırrr yalan söylüyorsun der birisi sana. haykırman boğazına tıkılır, sevgin anında büyüsünü kaybeder. yanıtlama, söylediğin şeyi ispata da yönelme , ispatlanacak bir tarafı yoktur sevginin. ya vardır ya yoktur zaten. azı çoğu olmaz ölçü birimi olmaz duyguların. çok nefret etmek diye de bir terim var değil mi. gülerim ben buna. nefret başlı başına kendi içinde güçlü bir duygudur. azı çoğu olmaz ki. hoşlantı kelimesi vardı değil mi, birisi uydurmuştu. hoşlantı. al bunu kullan daha bir yakışıyor. Bir baba çocuklarına miras bırakmış, mektup olmalı. bir kısmı aklımda da bizi ilgilendiren kısmı, insanların sözlerine değil davranışlarına bakacaksın, en güzel anahtarı budur anlamanın.
niyet önemli.
tıpkı her "artık seni sevmiyorum" diyenin yalan söyleme ihtimali olduğu gibi...
hayatta yalancıların da var olduğuu hatırlatan önerme... bir yere yazıp, sürekli bakmak gerek zira seni seviyorum kelimeleri duyulunca, insanın ayakları kesiliyor yerden...**
her seni seviyorum diyen seni seven degildir, sevgi öyle yüce olmalıdır ki canı alan azrail bile ağlamalıdır... ve sevmek basit olmamalıdır ki söylemesi basit olsun...
dogruluğuna yuzde yuz inanılan cümledir.