bugün

Kahveni içtin, filmini hazırladın, yatağa yatıyorsun, ışık açık kalmış.
parasızlık sorgulatır.
yalnızlık sorgulatır.
kesinlikle doğa bilimlerine duyulan merak. doğaya baktığımda ben yarattığımız hiçbir değeri görmüyorum. mesela estetik diyelim, bir çiçeğin güzel görünmek gibi amacı yok. ahlak diyelim bir hayvanın da ahlak gibi derdi de yok.
bence toplumda var olan her şeyi toplumsal bilinç yarattı ve değerler bizim bir araya gelip düzenli yaşamak için uydurduğumuz safsatalar.

evrende tek kural var herkes hayatta kalmak için kendini şartlara uyarlamaya çalışıyor ve bu da topluma yansımış. mesela biz toplumda var olan düzende hayatta kalmak için değerlere sadığız eğer olmazsak bizi hapsedip özgürlüğümüzü elimizden alabilirler. belki bir hücrede çürümeye bile terk edilebiliriz.

o yüzden fazla da sorgulamak iyi değil. bir noktadan sonra her şeyin insan ürünü ve sadece insanla sınırlı olduğunu görüyorsunuz. resmen birbirimizle eğlenip zaman geçiriyoruz.
Boşanmak ve ölüm. Yeterli sanırım.
Mutsuzluk mutluyken üzümünü ye bağını sorma hesabı sorunsuzdur .
içinde bulunduğun ahval ve şeriatlar sordurur.
Uzakta olmak, yalnızlık, parasızlık, hastalık vs vs
Artık sorgulamıyorum... ne demişler carpe diem...
Her sabah 6 da uyanıp yatağın üstünde oturup o 5 dakika boyunca halıya bakarken.
okul bitmiş, askerlik bitmiş bir iş bulmuş çalışıyorsun, her sabah uyandığında yaşamın amacını sorguluyorsun.

ben napıyorum ? , işe git gel hafta sonu ,akşam eğlen vs, hayat bu? bu kadar mı?

hayır hayır daha fazlası olması bu kadar basit ve manasız olmamalı .
Masa ayagina serce parmagi vurmak.
Ağlayan bir çocuk görmek.
Amaçsız yaşam.

Hiç bir amacın yok geleceğe dair ve boş boş yaşıyorsun gibi.
ayakkabı kutuları, tırlarla giden silahlar vs vs.
Benim deli gibi uğraştığım , istediğim , çalıştığım bir olay için bir başkasının hiç çaba sarfetmeden o olayın içinde olması.
önemli olan bizim beklentilerimiz değil hayatın bizden bekledikleri. bu yüzden sorgulayacak olan bizler değil hayat.