hatırlandıkça utanılan dangalaklıklar

sözlük yazarlarının başından geçen ve onları hatırladıkça utandıran olaylardır. benimki şöyledir: o zamanlar sevgilim var. ben klasik odunluklarımdan birini yapmışım ve arkadaşımı arayıp durumu düzeltmek için öneri istiyorum. -'' abi nasıl yaptım yaa * . lan tutamadım kendimi * * * .'' tabi ben bunları sesli sesli söylerken çimlere uzanmış kapşonumu kafama geçirmişim dünyadan haberim yok. kalkıp soluma baktığımda dehşet dolu gözlerle bana bakan 2 kızla göz göze geldim. o yere gittiğimde hep aklıma gelir utanırım.

tuvalette sigara paketini unutmak ve görmemesi gereken herkes gördükten sonra hatırlamak.

bugün, yeni taze bir olay. marketin milletin içinde ve kameranın tam karşısında; çantadan cüzdan diye hiç bakmadan çıkarılmaması gereken özel bir şeyi çıkarmak. tabi fark edince amaaaaan diye reyonların arasına kaçmak oldu sonu.

Bisikletimin çalınmasına sebep olmak. Bisikletin anahtarını almadan bırakıp derse girmek.

ehliyetimi yeni almışım e sınıfı. bende kamyon-otobüs sevdası var. bir firmada çalışıyorum ama taşaklı bir firma.

15 tane şoför var hepsi dışarıda. yukarıya yani fabrikanın diğer tarafına mal gitmesi lazım. ilk defa olan bir şey değil. bende e sınıfı ehliyet olduğunu bilen sevkiyat müdürü bana rica eder daha öncede kullandığımı bildiği için ilk defa olacak bir şey değil ama ben kamyonu götüm götüm sürüyorum. yani Allah'a emanet gidiyor kamyon. yük olduğunda yokuşlarda ayarlayamıyorum vites olayını b

on tl'lik yemek için kuryeye on bir lira verip,üstelik verirken de 'evet,burada on bir lira var' dememdir.yüzüm kızardı hemen.

sessiz bir ortamdasınızdır ve o anda biri size bişey sorar. tabi siz uzun süredir sessiz kaldığınız için sesinizi ayarlayamazsınız ve basit bir şeyi bildiğin hayvan gibi bağırarak söylersiniz. hepsi güldü bana. hepsi. *

yazmaya utanılmıyor oluşları enteresandır.

lise son sınıftayım. ablamın düğün davetiyesini dağıtma işiyle ilgileniyorum ve bizim okula yeni gelen öğretmenlerden biri de ablamın arkadaşı. ona davetiye vermem istendi. dedim '' seve seve.''. -o dönem bolca yeni öğretmen gelmiş, eskilerden çok yeni öğretmen var.- öğretmenler odasına girdim ''kesin budur lan.'' diye düşünerek gözüme kestirdiğim -o zannediyordum- öğretmene verip salak salak sırıtarak görevini yerine getirmenin mutluluğuyla çıkıp gittim. öğretmen beni çağırıp ''serap hoca * bugün gelmedi. 9-A da kardeşi var ona ver.'' demeyeydi iyiydi. çok kötü olmuştum be.

bakkala girip para vermeden çıkmak ve bakkalın arkandan kısık bir sesle içinde para geçen ve tamamlanmayan bir cümle kurmasıyla yerin dibine girmek.

az önce başa gelendir. cep telefonundan uludağ sözlük tıklanır ve sonrasında telefon kulağa götürülür. on saniye bekleyip de telefondan hiçbir sinyal sesi alınmayınca akıl başa gelir.

Arkadaşlarla geziyoruz antalyada bir yer arıyoruz bulamadık. yol kenarında durakta 2 kadın var şunlara sor dediler. camı açtım; 'kolay gelsin, xxx adresi ne tarafta?' ters ters bakıp bilmiyoruz dediler. kafamı bi çevirdim arkadaşlar gülüyor noldu lan dedim oğlum kızlara kolay gelsin niye diyon, hasss. diyip kızardım hemen.

ergenlik dönemindeyim. o zamanlar gece 12'den sonra fantazy tv mi ne vardı orda kızlar bikiniyle dans ediyor bende izliyordum. bir gün uyuya kalmışım. biri dürtüyor bi kalktım ablam tv açık aha sıçtık dedim. bu ne lan diyor. dans ediyorlardı izledim dedim. en azından dürüstüm.