bugün

türk ceza kanununun 36. maddesınde duzenlenmiştir.şöyle ki;
fail sucun icra hareketlerinden gönüllü vazgecer veya kendi cabalarıyla sucun tamamlanmasını veya neticenın gerceklesmesını onlerse teşebbüsten dolayı cezalandırılmaz, fakat tamam olan kısım esasen bir suc olusturdugu takdirde sadece o suca ait ceza ile cezalandırılır.
örnegın, fail öldürmek kastıyla ates edip yaraladıgı kimseyi pişman olup hastaneye götürüp ölüm neticesini engellerse bu hareket gönüllü vazgecme kavramı içinde degerlendirilir.
örneğin iki kişinin tecavüze yeltenmesiyle alakalı olarak kişinin vazgeçmesi yeterli olmayacak diğer kişinin de suçu işlememesi için çaba göstercektir. bu çabanın takdirir somut olaya göre değerlendirilecektir tabi.
kafa karıştıran tabir.

e şimdi tecavüzcü tek kişi ise, bundan yararlanmak için kendi kendi ile mi kavga edecek, ne olacak?

hazır sormuşken ilgililere bir soru daha, nedir anam bu içinizdeki tecavüze teşvik sevgisi?
(bkz: gönüllü vazgeçme)
kanun diyor ki "eğer kendi isteğinle eyleminden vazgeçersen sana ceza vermeyeceğim"
niye diyor bunu?
fail battı balık yan gider düşüncesiyle hareket etmesin diye.
köprüden önce bir çıkış sunuyor.

bundan yararlanmak için ne gerekli?
bunu teşebbüsün tanımından çıkarabiliriz. kişi elinde olmayan sebeplerden dolayı eylemini tamamlayamamışsa fiili teşebbüs aşamasında kaldı demektir.
vazgeçmede ise kendi istediği ile eylemi tamamlamama söz konusudur.

tabi o ana kadar yapılan diğer eylemler suç ise ayrıca cezalandırılır.

örneğin kişi hürriyetinin tahdidi suçu, cinsel dokunulmazlığın ihlali suçundan gönüllü olarak vazgeçilmesinden dolayı cezasız kalmaz.