bugün

hayatinda her alaninda hemen hemen her gun karsimiza cikan adaletsizliklerden ve lanetlenmelerden biridir bu olay.

sirf fiziki olarak algilamamak lazimdir bu durumu ha...! çünkü güzellikten kasit diger insanlarin ancak götünü yere cakarak kazandiklari melaikeleri kişinin dogustan ve zahmetsizce kazanmasidir bu durum.

evet nerde kalmistik bazi insanlar dogustan sanslidirlar. o sanslari onlarin mahvina sebeb olur. misal olarak bir arkadasimin kardesi vardi. kafadan hesap yapma yeteneği kuvvetliydi. ilk okulda orta okulda falan matematikten calismadan show yaparak siniflari gecerdi... taki lise bire kadar. çünkü gene firtina gibi geceği sanmis ve ders calismamisti matematikten... sonuc mu ne oldu zar zor guc bela lise biri gecti. bir sözelci olarak sürünmeye basladi. işte ögretmenlik falan okudu. kendisinden iyi bir kariyer beklentileri olanlari büyük hayal kırıklıgına ugratti. evet bu eleman eger vakti zamaninda yeteğinin tükeneceğini ve calisma ile yukseltse idi su anda daha iyi yerlerde olurdu. (aslinda suc öss de)

hadi biraz daha konuyu acalim. fiziki güzellik olarak. neden guzel oyuncularin buyuk bir kısmının sonu husranla bitiyor? marlyn monroe olsun, essiz güzeliğe malik olan capucine olsun onalrin hayatlarina baktiğiniz vakit sonuc olarak hep bedbahtlik ötürü intihardir.

aslinda bunun nedeni doyumsuzluk ve onun getirdiği büyük depresyonlardir diyebiliriz. o muhtesem guzelliği ile capucine (güzellik konusunda marlyn monroe'ya bes basar) kasvetli bir insan olarak tanimlanmistir. ve kendisi 1990 yilinda zurihte bir otelin ust katlarindan bosluga birakmistir. sonuc mu sizlere ömür.

fakat misal olarak sophie loren'e baktiğinizda cok farkli cerve görüyoruz. güzeliğini, zekasi, akli ve azimi ile birlestiren ve yasayan efsane olan bir kadini görüyoruz. tam anlami ile perfeckt...

fakat marlon brando'ya bakalim aslinda her konuda james dean'i bohca gibi katlayan bir kariyere ve yeteneğe sahip olan bu adam, kariyerini 2-3 defa sifirladi. ama genede daha kuvvetli döndü. fakat ömrünün son zamanlarinda basina gelen talihsizlikler ne yazik ki eski ününe yaslanan bir oyuncu eskisi adam posizyonuna soktu. o ölmeden önce james dean ile yapilan kıyaslamalar da buyuzden bir sifir yenik basladi hep.

evet yetenekli olmak, azim, güzel olmak falan filan bunlarin hepsinin birlesmesi trajedileri engeller. ama özellikle yetenkli ve güzel dogmak tam anlami ile basa beladir. bir lanettir. çünkü eger kişi aklı evel olmazsa gökleri hayal ederken kendini birden cöp tenekesinin içinde bulur.

kişi yer yuzune cikmak isterken o kadar efor sarfederki en sonunda yer yuzune cikar ama mazotu biter.

bu sefer ne mi yapar? bir dogustan yetenekli boksorun menajeri yahutta antronoru olarak hayatini idame eder. çünkü onun basina gelenler iyi bir antrenor olmasina yeter de artar bile.

ne yapalim hayat bu kişiye istedğini vermiyor....
yoktur böyle bir şey , güzel insan hayata 1 - 0 önde başlar.
(bkz: ben güzel değilim şansım güzel olsun) derler bide.

(bkz: serbest çağrışım)
bir rivayete göre çöpçatan çöplerini çatarken dünyadaki iyi-kötü, güzel-çirkin dengesini bozmamak için her iyiyi bir kötüye, her güzeli bir çirkine çatarmış. bu varsayımdan yola çıkarsak güzel insanların çirkinlere hatta çirkin olaylara maruz kalmaları, çirkin şansına sahip olamamaları doğaldır.
(bkz: allah çirkin şansı versin)
güzel olması bir nevi züğürt tesellidir. güzel olsan neye yarar kendine bile hayrın yok. şans, kısmet, baht olmadıktan sonra tek başına güzelliğin getirisi sıfırdır.
(bkz: hic sansim yok) *