bugün

boşu boşuna, sentetik şeylere karşı duyulan heyecanlardan; örnek vermek gerekirse bir dizinin yeni bölümünü ya da bir yeni filmi izlemeye ya da bir yeni ayakkabıyı giymeye karşı duyduğunuz heyecandan -eğer duyuyorsanız tabi- kendinizi alabilmektir.

hayatınızda gerçeken önemli olan şeyler dururken esasında anlamsız olan şeylere karşı hevesli olmanın pek bir anlamı yok.

oysa ki sevgiliniz, oysa ki geleceğinizde bizzat sizin yapacağınız ve yön verebileceğiniz hayatınız heyecanlanılmayı hak ediyor.

rüyalardan uyanmak dileğiyle,
en kısa zamanda.
Varolan heyecanı gereksiz şeylere harcamamaktır. insan maddiyata vb..ye ilgi duyucağına ve bunların salgılatmadığı adrenalin bunların ne kadar yapay olduğunu belli edip insanları koyunlaştıracağına, gidip kamp yapmak, otostopla dünyayı gezmek, yelkenle denize açılmak, vb.. gibi işlerle hem heyecanlanır hemde "abi en güzel anım varsa ... filmidir, ne filmdi bee" diyeceğine "ya bir kere şunu yapmıştık ...den arkadaşlarla çok korktuk ama en güzel bir haftamızdı heralde" diyebilir.
hayat zaten çok sıkıcı, yorucu bunaltıcı ve hali hazırda gereksiz...

aptalca şeylere harcanmayacak kadar da kaçınılası. bahsolunan beyni ve kalbi boşu boşuna yormaksa; hiç gerek yok. elimizden akıp giden zamanı paylaşmak lazım, heycanını birlikteliğe yönlendirmek ve hayatı toparlamak lazım.
lazım ki ne lazım.
bu boktan, tek düze, monoton ve sıkıcı hayatta yapılmaması gereken eylemdir. hatta mumkunse bulunabilen en ufak seyden bile heycan ve mutluluk duyulmaya çalışılmalıdır.
kişi için ,heyecanın herhangi bir değeri olmadığından ,ota boka harcanması neticesinde saçma sapan atak insanlara dönüştüğümüzü farkedip ,artık değerini bileceğim bunun diyerek sadece önemli konulara heycanlanmasıdır.
ama cool takılmanın da alemi yoktur yani ,tarafımdan salık verilir herşeye heyecanlanılabilir gayette güzel olur hareketli bir hayat yaşamış gibi ölürsünüz.
heyecanlanmaması gereken bünyenin derbi maçını evde izlemesi gibidir. *