bugün

tarihsel sosyoloji bilimine göre sosyo-ekonomik gelişme dizgesi üzerinde köleci tarım toplumu ile ticari kapitalizm arasındaki basamak.

insanlık avcı-toplayıcı sosyo-ekonomik örgütlenmenin hemen ardından m.ö 5000 civarında tarım devrimini gerçekleştirdi. bugün bu olgu tarihsel açıdan sümerliler ile sembolize ediliyor ancak öncesi vardır. insanlık dünyanın her yerinde nehir kenarlarında toplanıp tarımla uğraşan topluluklar olarak yapılanırken bu tarz toplumsal örgütlenmenin en gelişmiş biçimi sümer'de gerçekleşti. sümerliler bu başarıları yanında yazıyı icat etmek gibi ekstra teknolojik gelişmelere de imza atmış olsalar da tarım devriminin esası "karasaban"ın icadıydı.

işte karasabanla birlikte topraksal rantın avcı-toplayıcılıktan çok daha büyük bir birikim potansiyeli sağladığı anlaşıldığı an "geleneksel tarım toplumu"na giden yolun kaçınılamaz başlangıcına ulaşmış oldu, insan medeniyeti.

kabaca iskender'in yarı-özgür tarım toplumu ve roma'nın köleci tarım toplumu deneyimleri sonucunda feodal sistem batıda kendi adıyla feodalizm olarak doğuda benzer ama daha merkeziyetçi biçimlerde yerleşti.

feodal toplumların doğuda ve batıda aldıkları birbirinden farklı biçimleri ve ve yine bu sosyo-ekonomik örgütlenmenin psikolojik etkilerini ifade etmek için "geleneksel tarım toplumu" deyimini kullanıyoruz ki bu deyim belli başlı bazı standart yapısal özellikler taşır.

* kişilerin dinsel ve etnik kökeniyle ilgilenmeyen çok etnili imparatorluk biçiminde siyasal yapılanma. (osmanlı'nın hoşgörüsünü bu açıdan değerlendirirsek helen imparatorluğunda veya roma'da da aynı şeyin olduğunu görürüz. yine çarlık rusya'sı orta asya müslüman-türklerini hristiyanlaştırmaya hiç girişmediği gibi kırgız-kazakların müslümanlığını çariçe ii. yekaterina romanova'ya borçluyuz.)

* kurumsal din anlayışı. toplumun genelini örgütleyen dinin bir kurum ve kurumun dogmaları belirlemesi olayı ki en karakteristiği katolisizm olsa bile bugünlerde emevi arabizmi diye isimlendirilen ve islam dininden rey ekolünün tasfiyesini içeren değişim de bu minvalde değerlendirilmelidir.

* pazar ekonomisinin imhası ki bu olay batıda roma'nın çöküşü ile kendiliğinden doğu'da ise fatih'in düzenlemeleriyle bilinçli bir şekilde gerçekleşmiştir.
ailelerin kas gücünün ve kalabalığın ekonomik geirisi sebebiyle çok çocuk yapmak istediği toplumdur. eğitim kısıtlı ve genelde dinidir.
güncel Önemli Başlıklar