bugün

acılara göğüs germektir. türkiye'ye malolduktan sonra vatandaşa hirsiz diyebilme psikolojisine adım atmaktır. boş , anlamsız transfer politikaları yüzünden kariyerinin içine etmektir. istediği bölgeye oyuncu alınmadığı zaman paf takımdan oyuncu koyarak şekil yapmaktır. yönetim her ne kadar hocamız genç oyunculara önem veriyor zırvasını medyanın önüne atsada yinede amacına ulaşmaktır. son olarak camiadan ayrılırken ezeli rakibinin oyuncularıyla , kendi oyuncularının kalitesini karşılaştırarak isyan bayrağını en tepelere dikmektir. uefa ve super kupa kaldırmış bir teknik direktörü ateşin içine atarak kariyerini yerlerde süründürmektir.* ikinci başkan tarafından devamlı medyanın önüne atılarak günah keçisi ilan edilmektir. rakip takımın sahasında kafasına aldığı bir yabancı madde sonrası rakip takıma ceza aldırmak adına bir ceza kuklası gibi poz vermektir. geçmişide unutmadık. sizin nabzınıza şerbet , nabzınız hep geçmişte atıyor çünkü. ezeli rakibini yendikten sonra kendi bayrağını o sahaya dikmektir. siz yazmadan ben yazayım uefa ve super kupayı kaldırmaktır. galatasaray'da teknik direktör olmak son dönem fatih terim , hagi ve gerets için çok zordu. hagi ve gerets nerdeyse bir maşa olarak kullanıldı , konuşunca susturuldu. hatta fatih terim'e bile yeteri kadar idare hakkı verilmedi. umarım bundan sonraki dönemde galatasaray'a teknik direktör olarak gelmiş bir insan için diğerleri kadar acı dolu bir dönem olmaz. zaten olmayacak gibi duruyor. hayırlısı bakalım.
eleştiri üzerine eleştiri alacağını bilmek demektir. en ufak hatada kovulacak mıyım acaab korkusunu yaşamaktır.
yenildiği maçın ardından stad çıkışı kafasına pet şişe yemesi olasıdır.