bugün

gerçeğin ta kendisi.
(bkz: tadımız tuzumuz kaçmasın)
gerçeğin en acısı.
uyuşmak isteyen insana uygun servistir.

futbol deseniz avrupa'nın birçok ülkesinde bizden daha fazla yani daha iyi futbol var. dizi, film falan gırla. elin gavuru lost diye bir şey yapıyor millet hipnotize olmuş gibi izliyor.

hani bir şeyler var ama türk milletine has değil.
(bkz: günaydın melis)
(bkz: SiYONiZMiN HAiN PLANI)*
hakkında hollywoodla alakalı bir kaç yorumda bulunayım dediğim başlık ki entryleri okuduktan sonra bana " what is matrix ulan !! " dedirtmiştir.
uyuşturulmasa ne olacak ki? IQ yerlerde, EQ yerlerde, SQ yerlerde. böylesi daha iyi. ilgisi dağılmış zobilerle yaşamak istemem doğrusu. odaklansınlar bişeylere.

her gün çok büyük maç olsun. o maçlar hiç bitmesin, günde 10 süper, 50 kaçırılmaz, 300 normal futbol maçı naklen yayınlansın. en az 120 tane maç kanalı olsun. süper olur.

dizilerde de bihder le behlül ün ertoik sahneleri çekilmeye başlasın. bihder yeni tanıştığı romantik, ultra zengin ama para yemesini bilmeyen şair ruhlu zengine de vermeye başlasın. şairin 8 arkadaşıyla toplu yapsınlar ve bir seks sahnesi sabah 12'den gece 12'ye kadar sürsün. vuruş rekorları kırsın.

ezel çoşsun, yaprak dökümü açılsın, hanımağa yunan zabitine vermeye başlasın, daha ne kadar dizi varsa sansasyon yaratacak eylemler yapsın bölümlerinde. kadınlar izlerken, zamanı ve mekanı unutsun. benliğini yitirsin. rüyalarında behlüle oturduklarını hissetsin.
fado fiesta futbol. müzik, eğlence, futbol olarak çevrilebilir. halkları uyuşturup, daha kolay yönetebilmek için uygulanır.
(bkz: neden böyle yapıyosun)
neredeyse her gün şehit verilen bir ülkede önce sabahları televizyonunu açıyorsa salak saçma evlendirme programına, onu istemiyorsa hemen bit denilesi seda sayan a, pilatesle yok olmaya and içmiş ebru şallıya katlanmak zorundadır, sonra fragmanına bile tahammül edilemeyen diziler silsilesi başlar, sonra haberlerde şehitlere ağlanır, sonra dizi faslı tekrar başlar o yoksa kesin maç ve bitmeyen 8 saatlik maç yorumu yapan programlar vardır. bütün bunlardan en beğenilenler seçilir, izlenir, uyku gelince yatılır.
neden diye soran olmaz, sadece üzülürüz biz millet olarak. o kadar iyi niyetli ve sıcakkanlı bir toplumuz ki neyzen in de dediği gibi ibne denilince kızarız, .ikerler aldırmayız.
(bkz: belgesel izleyenleri tenzih ederim)
Her hükümetin istediği toplumdur. Hangi lider hangi hükümdar sosyo-kültürel seviyesi üst düzey bir toplum ister ? Adam ister mi hükmettiği toplumdaki çoğu birey tüm dünya klasiklerini okumuş, pozitif bilimlerle ilgili entelektüel seviyesi davan yapmış, bağlı olduğu dinin kutsal kitabını kendi anlayacağı dilde okuyan kendince yorum yapabilen birini ? Evet haklısın istemez. Nasıl yönetsin, hangi birine istediği ideolojiyi kabul ettirebilsin? Yaptığı ilk yamukta önüne her şeyin farkında olan insan sürüsü çıkacak götü yer mi ? Yemez tabi lan. Bravo he ikidir haklısın, neyse.

Şimdi diyeceksin ki ‘’ulan zibidi yaptığın girizgahta anlattıklarınla futbolun ve dizinin ne alakası var. onları takip ederken de gayet bahsettiğin gibi biri olunabilir’’. Takip etmek ayrı fanatik olmak ve beynini uyuşturmak apayrı hemşerim. Eğer biraz ‘’geniş grup psikolojisi’’ üzerine okuma yaparsan bahsettiğim şeyi çok iyi anlayabilirsin. Son dönemin en büyük silahı olan, ingilizce konuşanların ‘’perception management’’ Türkçe konuşanların ‘’ algı yönetimi’’ dedikleri mevzu artık götündeki basurdan daha yakın sana. Evet kardeşim.

Konuyu çok fazla bulandırmadan devam etmek gerekirse ispanya diktatörü Franco’nun ( keşke o bıyığı bırakmasaymış ) ‘’ Bana yüz bin kişilik uyku tulumu yapın ulan ‘’ demesi üzerine günümüzde ‘’dünyanın en prestijli futbol kulübü ‘’kabul edilen Real Madrid’in stadı Barnabeu yapılmıştır. Evet doğru anladın adam uyku tulumu diye stadyum yaptırmış. Konuya hakim olan detaylarını bilir. Ayrıca bir de hep söylenen klasik, Salazar’ın 3 F kuralı vardır ( Futbol , Fiesta, Fado ). Bunu da bir diktatörün topluma verdiği uyuşturucu olarak kabul edebiliriz. ‘’Olmasaydı’’yı tartışmak anlamsız olabilir fakat olmasaydı yani uyutulmamış olsaydı başka şeylerle vakit geçirir ilgi alanlarını geliştirir, kulüp başkanının ne söylediği yerine Das Kapital ne anlatıyor , Ömer Hayyam nasıl biriymiş ulan neyim ben ne olacam gibi tatlı konuları araştırabilirdi. Hiç izleme alakan olmasın demiyorum bak. Dizi için ayırdığı 4 saati bu şekilde değerlendiren milyonlarca kişi düşün. Yuh.
Maalesef hepimizin içine düştüğü uyuşturucudur. Evet.