bugün

Bugun seni kaybettigimi anladim. Garip, gereksiz bir kiskanclik... Asik falan degilim sana halbuki. Olmayacagima da eminim. Canim sikiliverdi, dersi de biraktim. Dersteyim, ama aklim sende.

Iyi baslamisti halbuki. Bir araya gelisler, konusmalar, gulusmeler, ard arda gidilen konserler... Tamam cok da guzel degilsin hani, zarafetinle butun gozleri uzerine de cekemiyorsun. Ama son gunlerde bir harikasin. Ustun basin, saclarin, bakislarin daha da bir anlamli. Bir saniye canim, sira bana geldi :

"Nous nous sommes promenes sur le Champs-elysees. C'est une avenue tres large."

Muhabbetimiz azaldi ister istemez. Tamam, bende problem var, durgunum gunlerdir, nedense canim sikkin iste. Ailevi seyler diyelim. Uzaklasmani seyrediyorum, elinden tutamiyorum, kaybolusunda ben de yitip gidiyorum.
Simdi de sen okuyorsun :

"Bien que les medias les y aient prepares."

Fiilde neden 's' takisi var bilmiyorum, anlamiyorum, anlamak da istemiyorum.

Sen okuyorsun evet. Saclarini kulaginin ardina koyuyorsun, boyali gozlerini hocadan kaciriyorsun umarsizca. Ellerini dizlerinin uzerinde birlestirip oylece oturuyorsun. Ara ara yanindakiyle konusuyorsun, obur yanin bos bugun.
Bir saniye sira yine bende :

"Il arrive souvent que des offres tres interessants y soient propesees."

Yine anlayamadim okudugum seyi, fiilin hangi zamanda oldugunu. Umrumda da degil, anlayasim da yok zaten.
Kaslarini cattin simdi, sira sana geldi. Kisacik bir sey okudun, sanslisin. Rahatladigini hissediyorum gozlerinden. Esnedin simdi, gulumsedin biraz. Sikilganligini hissediyorum yuzunden. Simdi elini yanagina dayadin, yeni boyanmis, guzelce taranip toplanmis saclarinda gezdirdin. Bugun gercekten cok hossun.

Yanindakiyle gulustun, hoca size bakti, ama bir sey demedi, baktigini gormediniz bile.

Yan taraflardan anlamsiz, gereksiz bir espri geldi. Birkac kisi guldu yalandan. Sen de guldun, ama gayet kisa surdu. Espriyi duymamistin, anlamamistin bile...

Sonra yine alistirmalar okunmaya baslandi. Sen iki elini birbirine kenetledin, dirseklerinin uzerine koyarak destek aldin, birinin ders boyu seni yazdiginin farkina varmadan, aklinin ucundan bile gecirmeden.

Simdi de hoca bir espri yapti, herkes guldu. Ben anlamadim bile. Sesim solugum kesildi bu ders. Asik degilim sana halbuki. Neden boyleyim bilmiyorum. Gercekten, asik degilim, eminim olmayacagim da.
Belki bu yaziyi bir yerlerden bulup arkadaslarina gostereceksin. 'Bu ben miyim acaba?' diye soracaksin. 'Evet ya, sensindir.' diyecekler. Ama bu sen degilsin, gercekten degilsin...

"Nous avions ecoute la meme chanson, mais ce n'etait pas suffisant... "
(Ayni sarkiyi dinlemistik, ama bu yeterli degildi... )
fobidendir.
hocanın aksanlı ve hızlı fransızca konuşmasından sıkılmaktır.
hiç bir mantıgı olmadan tamamen ezberleme bir dil.
Il est tres ennuyeux.