bugün

çalışmlarını toplumun her kesimine indirgemiş, üyelerini her yerde bulabileceğimiz, toplumu ayrıştırarak otoriteyi elinde tutan bakanlık.

siyaset dünyasının meçhul ismi fırat avanak'tan bakanlığın işleyişi hakkında birkaç sızıntı aldım, bunları derleyip sizinle paylaşmak istiyorum.

bakanlığın görevi
insanların arasına nifak tohumları sokmak. bu yolla da otoriteyi güçlendirmek. insanların içindeki sağ duyuyu yok ederek toplumun kesin kutuplara çekilmesini sağlamak.

bakanlığın işleyişi
bakanlık daha çok piramit sistemiyle işliyor. üstteki yöneticiler ayrıştırıcı söylemlere bilinçli olarak yer verirken, piramtin çoğunluğunu oluşturan alt tabaka ise neye hizmet ettiğinden habersiz. günlük yaşantılarında her konuşmalarında nefret söylemlerini çekinmeden kullanıyorlar. bunu kendileri için bir hak olarak görüyorlar. örnek vermek gerekirse;

"bunları meydanda sallandıracaksın, cümle aleme ibret olsun."
"şerefsizler, itler, haysiyetsizler."
"bunlar hep böyle zaten."

günlük hayatta sıkça duyduğumuz bu serzenişvari hakaretler toplumu gün geçtikçe geriyor, ayrıştırıyor ve birlik olmasını engelliyor. daha sağduyulu yaklaşıp da empati yapmaya çalışanlar ise asıl olayın faillerinin gördüğü tepkiden daha az bir tepki görmüyor. birbiriyle her fırsatta tartışma içinde olan bir toplumun istenilen yöne yönlendirilmesi de haliyle çok zor olmuyor.

ayrıca bu tür söylemler o kadar içselleştirilmiş ki çocuklara dahi aşılanıyor.

"bak senin kitabını almış, yakala onu."
"senin topunu aldım vermicem. topun artık benim."
"aman evladım kimseye güvenme."

bu tür öğütlerle yetişmiş bir çocukta da güvensizlik oluşuyor. kimseye güvenmiyor. etrafındaki herkes onun için potansiyel bir düşman. ama o çocuk da insan sonuçta ve güvenmek istiyor. böyle bir durumda da ulaşılmaz olan ve hakkında en az şey bildiği devlete güveniyor, iktidarın her yaptığına bir bildikleri vardır yorumu getiriyor. tabi kendisine öğretilen söylemleri başka nesillere aktarark fsb'nin amacına hizmet etmeyi de ihmal etmiyor.

bakanlık hiyerarşisi
diğer bakanlıkların aksine, bu bakanlığa çok önem verildiğinden olacak, ülkenin en yetkili ismi bu bakanlığı kontrolünde tutar. bakanlık çalışanları ise bu kişinin danışmanları ve onların yetiştirdiği halktır.

ülkelere göre bakanlığın çalışma alanı
süper güç olarak tabir ettiğimiz ülklerede bakanlık, kendi ülkesinde faaliyet göstermez. daha çok dış ülkeleri ayrıştırmakla uğraşır.
gelişmiş ülkelerde ise bu bakanlık genellikle bulunmaz ya da gerektiğinde kullanılmak üzere pasif durumda bırakılır.
gelişmemiş ve gelişmekte olan ülkelerde ise bakanlık iktidarların emirleri doğrultusunda otorite için kendi toplumunu ayrıştırır.

işin en vahim durumu ise fsb'nin ortaya çıkardığı kutuplaşmanın nesiller boyu devam etmesi. ülkeyi kendi içinde bir çıkmaza sokan bu bakanlık, iktidar için sadece niteliksiz bir çoğunluk gerektikçe güç sahiplerlerinin en büyük kozu olmaya devam edecek.