bugün

eziyettir, otuzbir olsa çekilmez...

cumartesi gecesiydi, bir kaç yakın arkadaşla, bir arkadaşın evinde toplanmış potansiyel sevgili adaylarını facebook'ta araştırırken hüsamettin, her neyle uğraşıyorsak her şeyi bırakmamızı ve film izlememiz gerektiğini belirten üçüncü uyarısını yaptı. siteyi kapatıp film bulmasını söyleyecektik ki yavşak filmi hazırlamıştı bile. filmin adı baskın, türkçe dublaj. ışığı söndürdük, herkesin kucağında bir yastık, yastığın üzerinde patlamış mısır kasesi. benim kucağım boştu.

filmin daha ilk 15 dakikası olmuştu ki, kulak siken dandik dublaj daha şimdiden inanılmaz tatsız geliyordu. filmin konusu biri polis diğeri mafya olan iki kardeşin amansız hardcore mücadelesi. dövüş filmiydi amına koyim işte. estetik yumruklar, 180 derece açılı tekmeler, sert bakışlı adamlar...

dikkat çekmek istediğim nokta film değil, filmi izlerken tribe giren bruce lee sıçması. salon karanlık ve sadece ekran ışığı bir parça aydınlattığı için haliyle insan çevresinde ne olup bittiğini tam anlayamıyor. aradan 40 dakika geçmişti ki biz hüsamettin'in aramızda olmadığını, bizimle birlikte filmi seyretmediğini daha yeni anladık. nerde bu piç diye gülerken enseme inanılmaz sertlikle bir şaplak yedim, şaşkınlıkla arkamı döndüm kafamda elektrikli süpürge borusu patladı. can haliyle ananı sikeyim diyebildim sadece...

olaylar ışığı yakana kadar bir kaç dakika böyle gelişti, ne yapıyorsun amk diye sordum. '' demiştim di mi manyaak film '' dedi. ve ekledi mısır istiyon mu ?
kendisini filme kaptıran insandır.