bugün

bizim evdeki faturalar otomatiğe bağlı olduğunda faturaları dert etmem. dert etsem bile ödetecek bir iki kişi bulurum. ee beni tanıdıklarında afra tafra yapmazlar. ancak geçenlerde bir problem oldu ödeme merkezine gitmem gerekti. bu gibi yerlerden tiksinirim. beş bölümlü ancak 2 kasiyerin hüzme çevresinde transandantal kolaylıklar sunduğu ve insanı s.ktim sene bekleten, bir de üstüne dünün dallamalarının kontrol etmeden faturaları alıp yanlışın farkında geç varmaları yok mu, kasiyerle kafalarını çelik aluvyonlara vura vura sallandırmak gelir insanın içinden. aşağılık, iğrençlik, ne oldum deliliği akar oradaki milletten her neyse konumuza dönelim.

fatura ödeme merkezine girdiğimde epey sıra vardı. 3-5 memur arasından en taş olanına doğru yöneldim. bu arada bu olayımda hayata dair sıkı bir serüven var, bakalım bizim lolo'nun başına neler gelecek. ah ya ne kadar sevimliyim ben. çocuk hikayeleri önsözleri gibi şeyler falan. ah ah...

faturayı üstüme geçirmem gerektiğinden kimlikle gelmem gerekiyordu, baktım kimlik yok eve dönmeye üşendiğimden bekledim. o sırada yanımdaki bir şeyler sordu;
--ya gişe işlemleri için nereden sıra alıcaz?
---sıra almana gerek yok. al şu bloknotun üzerine yaz bir rakam, güzel olsun ha. yoksa kabul etmez bunlar.
-- nasıl yani kafadan atsam olur mu?
--- bak elektronik levhada 112 yazıyor 30-40 tane üzeri bir şey yaz
-- 10-15 üstü yeter ya hemen sıra gelir işte.
--- 10-15 taneye kadar benim işim bitmez. ben gittikten sonra sıranın sana gelmesi lazım...
her neyse bu dallama yaklaşık bir saat filan bekledi nihayet sıra bana geldi. ulan gittim kimlik filan istediler benden. "kimliğimi evde unuttum" der gibi bakış attım, "tamam çok tatlısın ama kimliksiz de halledemem ki" der gibi karşılık verdi, "canım benim" der gibi baktım. eridi...
--- efendim kimliğiniz olmadan maalesef işlem yapamam.
-- aklımda benim cilt no filan.
--- cilt no ile bir alakası yok.
-- aile birey sıra no filan.
--- ı ıhh.
-- gözlerin çok düzgün. yerli yerinde. güzel yani.
--- maalesef renkli değil gözlerim. yapacak başka bir yalakalık bulamadın mı?
-- biraz sıradan bir oldu ama güzel gerçekten yha. hem renkli göz filan ne farkeder düzgün ve şekilli olsun yeter. bak şu yanındaki renkli ama gözlerinin teki alına yakın ne kadar iğrenç. bir de bunlar en ufak iltifattan büyük anlamlar çıkarırlar. gözlerinin ne kadar karizmatik filan olduğunu düşünürler. göz işte. çirkin olduktan sonra turkuaz olsa bile neye yarar.
---haha. nereden çıktın sen ya. tamam güzel söylüyorsun ama arkanda kaç kişi var. kimliğini getirirsen o şekilde yardımcı olabilirim.
-- tamam ben o tarafa geçiyorum yanına. sen onlarla ilgilen. beklerim ben seni...

o ara bilgisayarları filan karıştırdım. hatunda ses çıkartmadı. kendi halimde bir süre takıldım. etkilendi benden. işimi de halletti sağolsun. telefonunu da aldım. 0536700... ah ah veriyorum sandınız dimi. bir daha işim düşerse yardımcı olacak. işte ya ben böyleyim. her girdiğim ortamı sevimliliğimle, umursamaz tavırlarımla hakimiyetim altına alır, si.e s.ke istediğimi yaptırırım. eskiden beri süregelen bir şey bu. hep benden bahsedelicek hep ben bir numara olacağım. yapım bu.

edit: lan nasıl insanlarsınız siz yahu. başlığın bokunda boncuk aramak deyimi cuk diye oturuyor hakikaten. karakter yetmediği için kısa yazdım. noktalama işareti de gözükmüyor.