bugün

birisi bilimsel bir gerçekken, diğeri darwin ve bilim ile alakası olmayan ve akılsal sistemleri reddeden sözde sosyal bilimcilerin türettiği faşist ideoloji.
ikincisi birincinin süreğenidir.

Edit: darwin'le alakası olmadığını iddia eden varsa şu söze izah getirsin: "Gelecekte, yüzyıllarla ölçülemeyecek kadar kısa bir zaman sonra, medeni ırklar vahşi ırkları dünya çapında yok edecek ve onların yerine geçecektir. insan benzeri maymunların da soyu şüphesiz ki kurutulacaktır. Böylece aradaki fark açılacaktır, zira insan daha medeni bir duruma gelecek, umarız ki sadece beyaz ırk kalacak ve maymun bir babun kadar alçalacak, böylece şu anda bir zenci veya Avustralyalıyla goril arasında var olan yakınlık ortadan kalkacaktır."
doğada evrimsel düzen darwin'den önce de vardı. sosyal darwinizm gelişmemiş milletlerde geçmişte daima vardı. bunlar yeni şeyler değil. sadece öğrendiğimiz gerçeklere ad vermekten ibaret.
kaynak: http://www.bilimvegelecek.com.tr/?goster=351
zaman ayırıp acıp okumustum. zaman kaybıdır.
Sosyal darwinizmi darwin geliştirmemiştir ama kendisinin dönemin zihniyetinden olsa gerek beyaz ırk yanlısı olduğunu da inkar edemeyiz. Evrimin bilimsel ve gerçek olduğuna inanıyorum ama darwin savunuculuğu yapmaya da gerek yok. Evrim devam ediyor işte zihnen evriliyoruz ve artık ırkların önemsiz olduğunu kavrıyoruz. Darwin'in çok ilerisindeyiz.
evrimsel biyolojideki kavramları alman sözde sosyal bilimci ruh hastalarının tanımlarıyla karıştıranlar nasıl bir cehalet içinde merak ediyorum. darwin'in hiçbir kitabını okumadıkları kesin. "hahahaha öleceksiniz ezik insanlar! yaşasın sosyal darwinizm" gibi aptal şeyleri savunan biri değildi darwin. darwin'in adını kullanarak, darwin'den önce kurdukları kendi ideolojileri için malzeme yapan, hasta psikiyatrik fikirlere sahip insanların darwin ile alakası yok.

Sosyal Darvinizm, Darwin'in kuramının genişletilerek sosyal alanda uygulanmasıdır. Yani, bireysel organizmalar arasındaki rekabetin çevreye en uygun olanın idame etmesi yoluyla biyolojik evrimsel değişikliğe neden olması gibi; bireyler, gruplar veya uluslar arasındaki rekabetin de insan topluluklarında sosyal evrime neden olduğu kuramıdır.

Darwin, “Türlerin Kökeni” adlı ve evrimin temel taşı olarak yorumlanan ilk kitabından uzunca bir süre sonra “insanın Türeyişi” adlı eserinde insan ve diğer memeliler arasında fiziksel ve fizyolojik açılardan temelde farklılıklar olmadığını savunmakla beraber, benzerliklerin insanın kültürel ve ahlaki yaşamı için de geçerli olduğunu da belirtmişti. Yani ahlak, zeka, yardımseverlik, yurtseverlik vs yi de biyolojik yapı gibi kalıtımın parçası olarak görmüştü. işte bu husus sonradan Darwin’in haksız olarak suçlanmasına, fikirlerinin yozlaştırılmasında önemli nokta oluşturulmasına yol açmıştır. Çünkü Darwin’in ve bazı Darwin’cilerin toplumsal olay ve olguları “en güçlünün yaşaması” ilkesi içinde yorumlama girişimi insanlığa karşı suçlardan birisi için bilimsel kılıf oluşturmuştur. “Sosyal Darvincilik” adı verilen bu akım “madem ki en güçlülerin yaşaması doğa yasasıdır, o halde zayıflar ortadan kaldırılmalıdır” görüşüyle tarihteki en utanç verici sayfalardan birini oluşturmuştur. Ancak elbette Darwin ırkçılık, kölecilik, soykırımdan yana değildir. Onun Beagle Gezisi notları baştan sona insan topluluklarına değer veren, hoşgörülü bakışlarıyla doludur. Esasen bazı tarihçiler Darwin’in “insan’ın Türeyişi” ve daha sonra da “Cinsiyete göre Seçilim” adlı eserlerinde kendisini yukarda belirtilen anlamda Sosyal Darvinizm’den uzak tuttuğunu kaydederler. Ancak Darwin’i karalamaktan ısrar edenler bu görüşü de ona mal etmekte direnirler.

Sosyal Darvinizm Darwin’in adını taşımasına rağmen esas olarak kuramı ilk geliştirenler Herbert Spencer, Thomas Malthus, Francis Galton gibi başkaları olmuştur. Sosyal Darvinizm terimi ilk defa 1879’da Oscar Scmidth tarafından “Popüler Bilim” dergisindeki bir makalede kullanılmakla beraber 2. Dünya Savaşı sırasında (1944) Amerikalı tarihçi Richard Hofstadter’in “Amerikan Düşüncesinde Sosyal Darvinizm” adlı kitabından sonra gündemden düşmemiştir. Sosyal Darvinizm’in diğer sosyal değişiklik kuramlarından farkı, değişikliğin biyolojik alandan sosyal alana aktarılmasında yatar. Bununla beraber konunun ilginçliği pek çok felsefi tartışmaya ve araştırmaya neden olmuştur.

Etik bir kuram olarak Sosyal Darvinizm’in babası sayılabilecek Herbert Spencer, Darwin ile çağdaştı ve Darwin kuramını yayınlamadan önce de “güç doğruyu yapar” cinsi makaleler yayımlıyordu. (Hatta “Gelişme: Yasası ve Nedenleri” adlı kitabı, Darvin’in “Türlerin Kökeni’nden 2 yıl önce basılmıştı). Spencer, Darvinci fikirleri kendi etik kuramına hemen uyarlamıştır. Darwin'in uyarlanma (adaptation) kavramını, zengin ve güçlülerin zamanın sosyal ve ekonomik ortamına en iyi uyarlandığı savı için, ve doğal seçilim kavramını ise güçlülerin, zayıfların harcanması uğruna idamesini uygun, normal ve doğal bulduğu tartışması için kullanmıştı. Bununla da kalmamış, “en uyumlu olanın idamesi”nin doğal olması yanında, ahlaki olduğunu da savlamıştı. Hatta bazı aşırı Sosyal Darvinciler, insanın kendinden daha zayıf birisine yardım etmesinin ahlaken yanlış olacağını, çünkü temelde uyumsuz olan birinin idamesini ve olası üremesini teşvik etme anlamına geldiğini savlamışlardır.

Tabii, işin felsefi yanında çok değişik yorumlar vardır. Örneğin H.Spencer toplumun, bireylerin artan özgürlüğü yönünde evrildiğine inanıyor, dolayısıyla devletin sosyal ve politik alana müdahalesinin en aza indirilmesini istiyordu. Buna karşılık, sosyal reformcular da çeşitli sosyal kuralların konulması ve devletin daha güçlü rolünü savunmak için Darvinizm’i kullandılar. Bu hareket “Reform Darvinizm” olarak adlandırılmıştır. Onlar da insanların değişen şartlara uyarlanmaları için yeni fikir ve kurumlara ihtiyacı olduğunu öngörüyorlardı.

Bazı reformcular da evrim ilkelerini cinsel ve ırkçı fikirleri haklı çıkarmak üzere kullanmışlardır. Bunların en aşırıları da “öjenik”ler olmuştur. (Sir Francis Galton tarafından 1881’de Yunanca eugenav – iyi-doğmuş anlamında – kelimesinden türetilen (eugenics) bir terim). Bunlar belli ırk veya sosyal grupların (genellikle zengin Anglo-Sakson’ların) “doğal
olarak” başka gruplardan üstün olduklarını savlamış, suçlu ve akıl hastaları gibi uyumsuzların üremelerinin sınırlandırılması, ırklar arasında evliliğin yasaklanması yoluyla insan kalıtımının kontrol altına alınmasını önermişlerdi. Francis Galton zamanında genetik bilimi henüz bilinmiyordu. Bununla beraber Darvin kuramı türlerin doğal seçilimle değiştiğini göstermişti. Dahası, suni olarak da bazı özellikleri güçlü olan hayvan ve bitki yetiştirilmesi de yapılıyordu. Galton, “aynı şekilde insan ırkı da geliştirilmez miydi” diye merak etmişti.

Sosyal Darvinizm, bu gün ahlaki değerini şüpheli olarak nitelediğimiz çok sayıda eylemi mazur göstermekte kullanıldı. Sömürgecilik doğal ve kaçınılmaz görülüyordu. Yerliler zayıf ve idame edemeyecek kadar uyumsuz bulunuyor ve Sosyal Darvinci etik tarafından mazur gösterilerek topraklarına, kaynaklarına el konulması normal algılanıyordu. Askerlik alanında ise en güçlü ordunun kazanacağı ve dolayısıyla en uyumlu olacağı, kaybedenin ise doğal olarak uyumsuz olduğu kabul ediliyordu. Sonunda bu etik olarak insanlıktan uzak sömürgeci hükümetlerin tebasına karşı baskıcı taktikler uygulamasına onay vermeye kadar gitti.

Sosyal bağlamda ise Sosyal Darvinizm, kapitalizmin işçilere uzun saatlerde ezici iş karşılığında kuruşla ödeme yapılan daha yoz şekillerini ve büyük iş çevrelerinin işçi sendikaları gibi kurumları tanımamasını mazur göstermekte kullanıldı. Zenginlerin fakirlere veya daha az talihlilere bağışta bulunmasına gerek olmadığını, çünkü bunların nasıl olsa daha az uyumlu olduğunu ima ediyordu. Onların beslenmesi ve barındırılması, sadece onların idame etmesine ve uyumsuzluklarının çocuklarına aktarılmasına yarıyordu. Bu, nesilden nesile aktarıldıkça toplum uyumsuzlardan kurtulamıyordu.

Diğer taraftan 20. yüzyılın başından itibaren yaklaşık 30 sene süresince öjenik en parlak devrini yaşamıştır. Sosyal önyargı insan genetiği üzerinde yayılmış ve genellikle ırk ve sınıf üzerindeki sosyal farklılıkları genetiğe atfetmiştir. Bu sırada ABD’de 24 eyalette kısırlaşma yasaları yürürlüğe konmuş, kongre bazı ülkelerden göçü yasaklamıştır. Daha sonra Sosyal Darvinizm Naziler tarafından da kendi öjenik programları için kullanılmıştır.

2. Dünya savaşı sonrasında biyologlar insan genetiğini bu cins sapmalardan kurtararak insan kalıtımının karmaşıklığını açıklayan güvenilir bir bilim dalı yapmak için epey uğraştılar. Son 50 yılda molekül genetiği ile hastalık ve diğer şartlarda bulaşmış binlerce insan geni belirlenmiş, inceleyip çözümlenmiştir. Bu çalışmalar 1980’lerden itibaren insan Genom Projesi ile hızlanmış ve 2001’de insan genomundaki ilk tam DNA dizisinin taslağı ile sonuçlanmıştır. Uzun vadede insan genetik bilgisinin pek çok hastalık için tedavi ve terapiye yol açacağı şüphesizdir. Ancak gen terapisi, embriyo seçilimi ve sperm mühendisliği gibi tekniklerin insan geninin manipüle edilmesinin araçları olup insani ve eşitlikçi değer yargılarını hedef almasından endişe edilmektedir.

Sosyal Darvinizm’in felsefi problemi, bir temel kuram olarak gayet göz korkutucu ve kendini yıkıcı olmasındadır. Bunlar öncelikle doğal olanın ahlaken de doğru olacağı önermesini yapması, sonra da mevcut durumu bir mecburiyet durumuna çevirmek gibi bir doğallık yanlışlığına düşmesidir.

Görüldüğü gibi gerçekte Sosyal Darvinizm ile Darvinizm’in adı ve Sosyal Darvinciler tarafından yanlış uygulaması yapılan birkaç kavram dışında bir ortak noktası yoktur. Ancak Bilimsel bir kuram olan Darvinizm, etik bir kuram olan Sosyal Darvinizm ile karıştırılması yüzünden olumsuz tepki almaya devam ediyor. Bu karıştırmayı özellikle yaratılış taraftarları evrim ve Charles Darwin’i kamu karşısında gözden düşürmek üzere ırkçı, emperyalist ve öjenik göstermeye çalışarak kullanıyorlar.

Kaynakça:

What Darwin Really Said – Benjamin Farrington
http://en.wikipedia.org/wiki/Social_Darwinism
http://library.thinkquest.org/C004367/eh4.shtml
http://encarta.msn.com/en...584/Social_Darwinism.html
http://www.fordham.edu/ha...l/mod/spencer-darwin.html
http://www.pbs.org/wgbh/e.../darwin/nameof/index.html
kaynak: http://www.evrimteorisi.o...rimteorisi&Itemid=108
ikiside akla ve mantığa uymayan, bilimsellikten bi haber yaklaşımlardır.