bugün

ev arkadaşı olm bu boru değil ki. adı üstünde aynı evi paylaşıyorsun.

başlarda dışarıdan gelince ayaklarını yıkamaz, sigarasının küllerini balkona atar falan fıstık. hayvan dağdan gelmiş hiç insanlık görmemiş der sineye çekersin. eğitirsin, münasip bi lisanla ikaz ederek bu ufak tefek sorunları geçiştirirsin. aslında bunlar ev arkadaşınızın bi boka yaramaz olduğunun ilk belirtileridir. fazla üstünde durmazsanız hazırlıksız yakalanırsınız haberiniz olsun.

fakat günler geçiyor ev arkadaşınız kısmen eğitilmiş olmasına rağmen öküzlüklerinden bir türlü vaz geçemiyorsa suyu ısınmış demektir. günlerden bir gün bir manita yapıp sabah akşam saatlerce telefonla sevişmeye başlarsa biraz rahatlarsınız. ama işin aslı öyle değil. bu tam da arkadaşınızın kaynama noktasıdır. telefonla sevişmeye başlayan arkadaşınız evin içindeki sorumluluklarını siklemez olur. dolaptan çıkardığınız meyveyi mideye indirip, demlediğiniz çayı içip teleseksine kaldığı yerden devam eder. bu sürecin en kritik safhalarından biri de tvyi, pcyi, lambaları açık bırakıp siktirolma sürecidir ki bu noktada ev arkadaşınızın öküzlüğü su götürmez bir gerçek haline gelir.

günlerden bir gün ocağa makarnayı koyup telefonla uğraşmaya dalmışsa, bu makarna taşıp ocağı söndürmüş ve tencerenin dibine de yapışmış durumdayken; "noldu lan bizim makarna?" şeklindeki sorunuza " kaynıyooo" cevabını vermişse götüne tekmeyi vurmadan bir dakika durun.

gel sana bişi göstercem deyip kapının önüne çıkarttıktan sonra kaçıp kapıyı içerden kilitleyin. hatta evde ne bulursanız kapının arkasına dayayın. o deyyusun eşyalarını da artık fakir fukarayı mı dağıtırsınız yoksa balkondan aşağıya mı sallarsınız bilemem. orası size kalmış. o da don gömlek kalsın bakalım sokakta nasıl oluyor. bu ona her yönüyle müstehak bir cezadır. yarasın.
eğer temizlik nedir bilmeyen bir mal adamsa ve dahi kirayı da vermiyorsa suyu fokurdamaya başlamış demektir.
günlerden bir gün
neşeyle eve gelirsin, evde ev arkadasının olduğunu farkedersin. seslenirsin,
-ben geldim
-hoş geldin canım

bir de bakarsın banyoda çamaşır yıkıyor hatun, halbuki elini sürmez başka zaman.
-sen ne yapıyosun ya
-e çamaşır yıkıyorum
-ya delimisin sen o leğen bulaşık leğeni
-olsun işim bitsin, tuz ruhu dökerim ben ona bişey olmaz
(salak tuz ruhunun işlevinden bihaber)
-ya bi dakika sen çamasır yıkamazsın ki. ne yıkıyosun sen?
eliyle çamaşırı kaldırıp gösterir,
yuh be sana... sevgilisinin donları...

yaşanmıştır ve sınırdışı için işi kolaylaştırmıştır hatun...
klozetin oturma kapağının üzerine işemesi ile hızlanan, ''kanka gelirken bana bi kokoreç yaptır'' deyip, kokoreçin parasını vermemesi ile hızlanan süreç.
maksimum bir yıla tekabül eden süredir, daha fazla yüz göz olunmamalıdır, değişiklik yapınız, daha eğlenceli bir öğrencilik hayatınız olur, öğrencilikte olur tabi böyle şeyler, çalışırken falan en güzeli ev arkadaşının olmamasıdır.
Eğer sorumsuzlukta çığır açmışsa ve artık ona annelik yapıyomuş gibi hissetmeye başlamış iseniz işler sarpa sarmış demektir. Temizlik yapmaz, yemek yapmaz, arkadan konuşur. Bir de benimki gibi ekstra pislik çıkıp en yakın arkadaşınızı ayartmış ve aranızı bozmuşsa bırakın inceldiği yerden kopsun. Suyu kaynamış onun.