bugün

günümüz post-modern şairlerinden güçlü bir kaleme sahip olan güzel bayan.

--spoiler--
http://www.youtube.com/watch?v=TSwifZN-osc
--spoiler--

Duvardan kelimelerin sızıyor ayakucuma
Ayaklarımdan başlıyorum ıslanmaya yanaklarıma kadar
Kokusu sen, rengi gece, varlığı yakıcı...
Seyri alemimdir içinden dökülenler

Kelimelerinin üstüne bir kız oturmuş siyah beyaz
"Hüzün" bakıyor, belli ki yasta
Harfler asmış kendini bir merdivene
Fosforlu ölüyorlar, gözlerimde gömülü

Kırmızı makosenleriyle geliyor eski kırgınlıklar
Hepsi bir numara büyük bu sevdaya
Parmak uçlarımda yalınayak adımlıyorum içini
Ruhumu gıdıklıyor ölü harfler
Kirpiklerinde sallanmak ölüme dil çıkarmak gibi
Çizgi ötesi çizgi berisi ortası yok

"imkansızlık"la cilalanmış özlemler göz alıyor
Ateş böcekleri üşü(ş)dü
Duman bulutu gizlenmiş avuçlarıma
Ne zaman uzansam sana, ilüzyon sanıyorsun
Ama ben bir tek, aşkın içinden
Özlemi çıkarmayı beceremiyorum….

Duvarlara dönüyor yüzüm ıslak.
Her senden dönüşte,
Yıldızlar çoğalıyor dört köşe gökyüzümde.
Hepsi adın gibi kuyruklu
Tam göbeğime düşüyorlar ışıl ışıl
Sadece öyle bak yine ve izle

Seyri alemin olsun içimden dökülenler...

esra soytürk
(bkz: kayıptım)
iyi şiir yazar, denemeleri de vardır. maviada.gen.tr sitesinde editörlük yapıyor olmalı.
tükenmişliğimi biriktirirken

tükenmişliğimi biriktirirken kumbaramda
bir şair "unutur gibi ve azala azala seviyor".
ben kalabalıklarda çoğalttığım yabancılığımın paçasına yapışıyorum,
giderse hiç olurum...
sigara dumanından yapılma konuşma baloncukları asılı kalıyor suslarıma inat.
bana yanaşan tek bir hamlenle dağılıyorlar.
gülümseyerek saklıyorum saksı kıran çocuk yanımı.

bilmeden ensene tek bir buse konduruyorum,
öyle dalmışken insan yüzlerine sen,
bakışlarda seni arıyorum bendekiyle aynı mı diye?
bildiklerimi bilmiyor kimseler.
haykıramıyorum ki;
ses tellerime yasak seni seviyorum çığlıkları.

her dönüş yolunda bir tek bakış saklıyorum
gittin..." diye başlayan cümlenin sonuna ünlem niyetine...
gözlerinden papatyalar toplayıp taçlar yapıyorum,
ellerim yemyeşil kokuyor.
bahar sanıyorum seni, o yüzdendir bu cıvıldayan aşık halim.

tramvaylar silerken tüm suretleri
bir tek seninki kalıyor avuç içlerime yaslı,
bir siren sesinin ardında saklı haykırışım.
gözlerimden aşk damlıyor ince belli zamana...

rakamlar günlerle bir olup üstüme yürürken
geceleri biriktiriyorum kulak arkası yapıp
vuslat zamanı, güne satmak için
el sıkışıp anlaşamıyoruz pahalıya patlıyor bana sensizlik...
meteliksiz dönüyorum kendime

"gittin" ben hala seni dileniyorum...

not: yazarak tüketilir aşk sanıyorken
doyasıya yaşanmayan aşkın yazıldığını öğrendim.
kağıt sevgili, kalem sen... sevişiliyor tene inat.
çoğalıyor deri altında sevgilinin tadı ve adı...

esra soytürk
okumaktan fazlasıyla zevk aldığım yazarımız.

Kağıttan kuşlarım vardı, kanatları yanardı.
Yağmur dilenirdi kirpiklerim, uçabilmek için.
Sen ısrarla yalan söylerdin.
Kağıttan gemiler yapar gözlerine salardım;
Söyleyemediklerimi belki anlarsın diye.
Sen inatla aptala yatardın.
Ben tüm kuşlarımı yırtar, havaya saçardım.
Dilendiğim tüm yağmurlar başka kirpiklere yağardı.

esra soytürk