bugün

her erkeğin tatması gereken halisane bir eylem.
bir süre sıkıldığımdan dolayı çaylak aldım. biraz kafa dinlemek biraz da kendimi edebiyata adamak adına. bu süre zarfında ara ara sözlüğe bakar gündemi takip ederdim.
bir mesaj beni çok şaşırttı. bu her zaman başlıklarımın altına ben ne yazsam gıcıklığına gelip yazan bir azize idi.
uzun bir kahkahalarla yazılmış çaylak mı oldun sen diye ve devamında da şuh kahkahalarını atarak bitiyordu mesajı...

mesajına karşılık vermemle başladı aramızdaki tatlı çekişme. sanki alay etmek için değilde özlemiş gibi yazıyordu.
gidip gelen yazılarla onu kendime çekiyordum ve bunu deneme amaçlı yapıyordum. günün sonuna doğru “ yaa, ben seni böyle bilmezdim çok tatlısın” sözlerinden sonra artık benimdi.

kızıl bir azizeydi. hani bunun sözlükte ne işi var gidip manken ya da güzellik yarışmasına katılsın diyeceğiniz bir türden kendine özgü güzelliğiyle kalbinizde o sımsıcak sevileri akıtacağınız bir kadındı. şimdi her sabah günaydın mesajıyla uyanıyor geceleri sesini dinletmeden uyumuyor.
kendisine ara sıra düşüyor mu böyle deyince sıkıca sarılıp bu hoş anları yad ediyoruz.

hayat böyle güzel bir yer oldu şimdi. sözlük bambaşka bir tat benim için.
bunu her erkek başaramaz yalnızca benim gibi arsız bir yazar başarabilirdi.
ahh kızıl azizem seni çok seviyorum.

hülasa bebeğim insanın yüzünde tarık akan kahkahası.
Beni de aq çok diyormuşum diye eleştiren vAr. Du bakalım belli olmaz. Neler neler varmış.
ben düşürmem. ne yapayım düşmüş kızı. elime geçince hoplatıyorum yavruyu.
O zaten düştüm tut diyen kızdır .