bugün

ilk baş şartları düzelt ondan sonra seve seve gideyim düşüncesindeki yazarlar ile banane ulan s.ke s.ke gideceksin düşüncesindeki yazarları karşı karşıya getiren başlıktır.
kendini begenmis bi halt oldum sanmıs doktorlardır.fakulteyi bitirir bitirmez ankara ya gidip, ordaki bi dersaneyle tusa hazırlanıp, batıda bi universiteye kapagı atmak en onemlisidir.geleceklerini nip tuck veya doktorlar dizisinde gorurler.bencilligin sahikasındadırlar.
lafa geldiği zaman "vatan, millet, sakarya" lafları ile "mangalda kül bırakmayan" kişilerdir.

(Bkz: lafla peynir gemisi yürümez)
neden doktor oldun sen diye sormak istedigim kisilik. Bu memlekete bu memelektein insanlarina nerde olursa olsun hizmet etmek icin mi yoksa para kirmak icin mi?
bir doğulu olarak hepsini sevgiyle kucaklıyorum. ettikleri yemini anımsatmak gerekmektedir.
acaba neden gitmek istemiyorlar diye biraz daha kafaların çalıştırılması gereken durum.ömürlerini insanlara adayacak kadar "paylaşımcı" olan bu insanlar acaba neden bu konuda "sıkıntılılar" diye yargılanılmadan ciddi bir şekilde düşünülmesi gereken durum!
doktor gitmesin,
e mühendis de gitmesin,
e öğretmen de gitmesin,
e asker de gitmesin,
e polis de gitmesin,
e hiçbir memur gitmesin efendim. onlarınki de can değil mi üstadım?

sonra şöyle sorarlar adama; "lan sen gitmezsen, o gitmezse kim gidecek? sonra bir de parasız eğitim, parasız sağlık diye bağırırsın. afrika'ya, orta doğu'ya ve bilimum tehlikeli bölgeye gönüllü olarak giden doktorlar mal tabii değil mi koçum?"

hipokrat yeminlerini uygun bi' yerlere asmalarını dilediklerimdir ayrıca bunlar. belki hatırlaması daha kolay olur.

çocukluğunu bir kısım doğuda geçirmiş biri olarak diyorum ki terör sadece bir bahanedir.
gitme gitme...sonrada bu adamlar neden dağa çıkıyor de. hala anlamıyorsun be arkadaşım.
ortada doktorunun güvenliğini sağlayamayan bir devlet söz konusuysa haklı bir çekincedir. zira doktor tıp fakültesini bitirirken, tus'tan götünü yırtıp iyi puan alırken, insan tedavi etmeyi hayal etmektedir, gecenin bir vakti yatağından silah zoruyla kaldırılıp, dağa çıkarılarak keko tedavi etmeyi değil.

senin askerinin savaştığı düşman tarafından dağa götürülüp, "senin askerini yarın daha iyi vurabilsin" diye tedavi etmek!!. doktorların kitabında böyle bir ilke olduğunu sanmıyorum.
hipokrat yemininde öyle bir madde olmadığını ileri süren doktorlardır.
hipokrat yemini göz göre göre ölüme gidin demez , bunun bilincinde olan doktordur..doktor olmayanın da burda ötmesi , uzaktan gelen davul sesiyle açıklanır ancak..
iktisatçı ekonomiyi düzeltemezken , siyasetçi güvenliği sağlayamazken , vatandaş birbirine kin güderken iyi doktorlar ölüme gitmemeyi talep ederken tü kaka..
uyanın efendiler okuduğunuz şiirler şarkılar , en sevdiğiniz doktor doğuya gidip de ölünce kar etmez oturur hüngür hüngür ağlarsınız..
bi mühendis , bi iktisatçı bi marangoz bi veteriner bi doktor , hepsi eşittir lafa gelince hatta tıpçı yazın "ukala tıpçı olduğunu her yerde belirten hödük" yazar tıpçı hariçleri ee ama iş ölüm kalıma gelince , oo tıpçı o ölmeli dimi?

ölen doktor da olsa candır..ve doktorlar ölümsüz değildir..sadece 6 yıl anatomi okudu , fizyoloji okudu diye de bi insanın ölüme gitmesi bile bile ladese eyvallah dememesi gayet doğaldır..ve doktorlar dizisinde yaşananlar inanın bana gerçek doktor hayatı filan değildir..
dellendim yine. neden gitsin, kime gitsin. iki gün sonra ne idüğü belirsiz bir kurşuna hedef olmak icin mi? gitmez elbette.
(bu kısım silik durumdan kurtaracaktır, öyle sanıyorum.)

doğulu olup, tıp fakültesinden mezun yüzlerce doktorun gitmemesini merak ediyorum. kendilerine beşiklik etmiş topraklara vefa borcunu ödemek icin gönüllü gitmeleri gerekirken, gitmemelerini garip karşılıyorum acıkcası. hatta gönüllü olmalılar.

özel hastanelerde çalışıp parayı cukkalamak yerine gidip oralarda görev yapabilirler, koc gibi gidip çalışan çoğumuz gibi.
sözlükte yazar olanları "insanlıktan çıkmış" karmasına sahip olan topluluk.