bugün

Ragıp amca bizim mahallenin yegane açık kalmış bakkal amcası. kendisi çok dinli imanlı insandır estağfurullah. Bu dini konularla pek haşır neşir olduğundan ötürü, dişilerin uygunsuz bölgelerini kapatması gerektiğini biliyor kendisi. siz de bilirsiniz. Böyle bir ayet varmış falan filan. Geçenlerde de, zoofili hakkında bir haber çalınmış kulağına ragıp amca'nın. 4 kişi bir koyuna mı girişmiş, danayı mı... anlatmaya çalıştı bir şeyleri uzun uzun. pek dinleyemedim ama anladığım buydu işte. hayvana tecavüz etmişler falan. bunu aktarmaya çalışıyordu hararetli hararetli bizim ragıp amca.

Neyse, ben anlattıkları karşısında "he he" derken derken, söz arasında "Yahu demek ki hayvanların da cinsel bir cazibesi var bazı insanlarca. bunu da engellemeli mi yeğenim? baksana kadınları kapadık, bazı densizler bu sefer de dişi hayvanlara sarmışlar." gibi bir cümle kurdu. vaktim daralmıştı. evimde, çırptığım yumurtayla şekerim beni bekliyordu. Dahası üstüne sütünü yağını bile katamamıştım. Aklıma kabartma tozu geldiydi ya. Bir anda kendimi bakkala attıydım. ne diyordum? "haklısınız evet evet, ragıp amca" tarzında bir iki cümleyle rahıp amcayı geçiştirdikten sonra nihayet PAra üstümü alabilmiştim. 5 tane de kabartma tozuyla birlikte kendimi eve attım ve işime koyuldum. Güzel bir kek yaptım efenim, kakaoluydu. enfes vanilya kokusu ile kakao kokusu kol kola dans edercesine evimde süzülüyorlar gibiydi. Her yerlere de kokuları sindi inşallah. Tadı da pek güzel olmuştu. Ağızda dağılan küçük damla çikolatalar ise "ye beni ye beni" diye dilinizi baştan çıkarmaya çalışıyordu. yedim bitti hepsi, 2.güne bile kalmadı. Hayvan gibi yemişim vallahi, yerimden bile kalkamadım 5 saat boyunca.

Ertesi gün, canım yine kek çekti. Yine yapmaya koyuldum derken bu sefer de kakao bitmiş azizim. E tabii, tüm paketleri 2 gün önce yaptığın keke boca edersen olacağı buydu. değil mi? Neyse üzülmedim; çünkü ragıp amca oradaydı her zaman. Pabuçlarımı ayağıma geçirir geçirmez bakkal'a atıverdim kendimi.

Hanif(e) adlı bir muhabbet kuşu var Ragıp amcanın. Pek sevimli, fıstık yeşili renkli, sakallarında böyle top top 4-5 beneği var, pek de güzel ötüyor falan. ara sıra da kafasını heyecanlı heyecanlı oradan oraya savurarak ritm tutuyordu öttüklerine. konuşmaya çalışıyordu anladığım kadarıyla.

Bakkala girdiğimde ragıp amca'nın her zamanki düşünceli hali gözüme çarptı ilk, ikincisi ise bu kuş. Yine her zamanki gibi konuşacağına inanıyor herhalde, bir çaba, bir gayret... derken o da ne? ne vardı lan o kuşun kafasında öyle? sarı puantiyeli, kırmızı bir türban. Evet evet, bildiğin türbandı kuşun kafasındaki. güleyim mi ne diyeyim bilemedim. Ragıp amca da pek efkarlı gözüküyordu zaten. Dedim; adamla daşak geçmeyeyim şimdi, ayıp olmasın. Yine de dayanamadım:
" hayırdır ragıp amca, kuşun başını mı örttün?" diye sorduktan sonra "ehiehiehi" gülme efektim de arkasından sporantan geliverdi. saklama gücünü artık kendimde bulamamıştım. sonra ragıp amca anlattı. Dünkü ağzında gevelediği şeylere çok takmış. Hemen bir veterinere gitmiş, kuşunun cinsiyetini öğrenmiş. Anlatırken araya girdim elbette; kuşlar hakkındaki engin bilgimi kullanarak onu bu raddede kendime hayran bırakmalıydım: "Ragıp amcam, bana soraydın söylerdim. niye gittin o kadar yolu? bak bu kuşların gagalarının üstü krem rengi olunca dişi olurlarmış. Mavi ise erkekmiş. hatta dişiler konuşamıyormuş" neyse bakkal amca bu bilgi kumkuması halimden oldukça etkilenmişti, anlatmaya devam etti bal ile sözünü kestiğim yerden. Veteriner de dişi demiş ragıp amca'nın kuşuna. Tıpkı benim dediğim gibi bakmış o da. Neyse bunu duyan ragıp amca yıkılmış. şu güne kadar bu aklına gelmediği için de çok içerlemiş, kızmış kendine. koynunda dişi kuş besliyormuş resmen. Hem de hiç bir ayırım yapmadan davranmış ona. Apar topar bakkalına gelmiş ragıp amca. hemen bulduğu bir çaputu kuşun minik kafasına göre kesmiş, türban şekline getirmiş ve ortaya böyle bir kuş çıkmış: yeşil bir kafa, sarı puantiyeli kırmızı bir türban... çok korkmuş hayvancı sapıklardan ragıp amca. O yüzden kuşunu korumak için ona hemen bir türban takmış. Bu onu sapıkların ona kötü gözle bakmasından koruyacakmış artık.

Çok zaman kaybetmiştim. evde yapılması gereken bir başka enfes kek beni bekliyordu. kakaomu aldım, ragıp amca'ya "yav kuşa türban takmışın da dikkat et ama; renkler pekeke renginin aynısı olmuş. Vallahülazim başına bir iş gelmesin bu kuşun renklerinden. keh keh keh." diyerek esprimi de yapıp ragıp amca'ya allah'tan akıl fikir dileyerek çıktım bakkaldan. Böylece artık kekimi huzur içinde inşa edebilirdim artık. Eksiksiz, gediksiz...

Sevgiyle kalın dostlarım!
53 derecede husky köpeğe oruç tutturan kaçık yobazın akrabasıdır.
demek ki genetik bir sakatlık var bunlarda..
görsel
işte o kuş. Alımlı saçlarıyla adeta tüm türlerine erkek bireylerini sekse davet ediyor. Tövbe tövbe...
hayatımda duyduğum en saçma en uydurulmuş ve en berbat, okunması vakit kaybı olan hikayedir.
bu kişinin gay olmaması bir yana bu olayları yaşadığını da sanmıyorum..

bir de entrysine trollük katmaya çalışmış falan filan.
yok abi ya troll olacaksın ya da doğru düzgün yazacaksın.

biliyoruz entelektüel görünme çabasındaki entrylerini,
daha doğrusu gay entrylerini..

lan bırak git ya şu sözlüğü.
heralde hakaretten gammazlarsın, çünkü sana kimseler bu kadar hakaret etmemiştir hayatında kesin.
zaten tutmamış başlık bu kadar yazdığına değmez.