bugün

Bilime ve gerçeğe en yatkın olan ise şüphesiz ki islam dinidir. insan suresi 2. ayetinde şöyle der :

"2. Şüphesiz biz insanı, karışım halindeki az bir sudan yarattık ve onu imtihan edeceğiz. Bu sebeple onu işitir ve görür kıldık "

burada tabiki hangi insanın hangi evrimleri geçirerek yaratıldığı bahsedilmemiştir ancak şu an savunulan teorilerle örtüşmektedir.
(bkz: The invention of Lying)
ilkel toplumlarda hayatı anlamaya, nedenleri sonuçlarla ilişkilendirmeye çalışan, ilerici insanların kurgularıyla oluşan din olgusunun, başlangıç olarak ortaya koyduğu nedenin eseridir, yaradılış.

çok fazla deney/gözlem olanağı olmayan dönemler olduğu bilgisiyle, fazlaca eleştirilemeyecek olan bu yaklaşım, insanlık tarihinde en fazla taraftar toplayan yaklaşımdır aynı zamanda.zira bilememezlik, insanı çaresiz ve aciz kıldığından, öyle ya da böyle bir bilgiye ulaşmaya iter kişiyi.zaten bilgi denen karamın içi genişledikçe, metafizik açıklamaların değeri de düşmeye başlamıştır.

ancak şaşırtıcı olanı hala metafizik açıklamaların çok fazla taraftarı barındırıyor olmasıdır.bu da, sanıyorum, korku kaynaklıdır.

bu korkuyu örneklemek gerekirse; richard dawkinsin tanrı yanılgısı kitabında bir profesörden bahsedilir.bu arkadaş, eline incili alır ve bilime aykırı olan pasajları ayetleri yırtmaya başlar.sonunda elinde sadece incilin kapağı kalmıştır.ancak ne gariptir ki bu profesör, o gün bilim dünyasını terk etmiş ve kendini manastıra atmıştır.sorulduğunda da, neden olarak şöyle demiştir: "ikisinden birini seçmem gerekiyordu.bende öyle yaptım.diğerini seçecek kadar cesur değilim!".