bugün

sadece kemalizm doğrultusunda olmalıdır. çağdaşlaşmanın tek yolu bu.
cemaat örgütlenmesidir.

(bkz: tarikatçılara devlette görev verilmemelidir)

kafadarlarının sıçtığı bokların henüz dumanı tüterken şu yüzsüz nurcunun ettiği laflara bir bakın!...
ehliyet ve liyakat unsurlarına uyulursa,
ki mutlaka uyulmalıdır,

işte o zaman devlette ideolojik örgütlen-
menin önüne geçilir.
bu ehliyet, liyakat hususunu üstüne
basa basa peygamber efendimiz de
söylemiş, atatürk de söylemiştir.
bu iki insanın söylediği hususun önemle
dikkate alınması gerekir.
zira varlığımızı sürdüremeyeceğiz.
ortada türk milleti diye birşey kalmayacak. fetö örgütü gidecek metö
örgütü gelecek, metö örgütü gidecek
zetö örgütü gelecek. taa ki biz yok
olana kadar. iç ve dış hainler tetikte
bekliyorlar.
devlete, hükümete düştügû gibi biz
millete de çok görevler düşüyor.
hangi görüşten olursak olalım.
devlette ehliyet, liyakat diye yüksek sesle
bağıracağız.
bu vatan bizim, gidebileceğimiz başka
bir yerimiz yok çünkü.
(bkz: tarikatçılara devlette görev verilmemelidir) prensibine uyulmadığı taktirde kaçınılmazdır.

kemalistler tek elden yönetilmiyor. ister adına "allah dostu" de, ister "büyük atatürkçü" kimseye biat etmiş, iradelerini teslim etmiş değiller. ayrıca devletin yapısı zaten kemalist esaslar dairesinde kurulmuş olduğu için, kemalistlerin devlette çalışması ile cemaatçilerin, tarikatçıların çalışması bir tutulamaz.

bak şu (bkz: tarikatçılara devlette görev verilmemelidir) başlık altında sordum ama henüz tek bir cemaatçi, tarikatçı cevap veremedi: ya devleti yönetenler başınızdaki cemaat, tarikat liderleriyle ters düşse ne yapacaksınız? devlete mi sadık kalacaksınız, yoksa biat ettiğiniz, "allah dostu" saydığınız kişiye mi?

neyse, cevap vermenize lüzum yok zaten. bu sorunun cevabının ne olduğunu yaşayarak öğrendik.